CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın koronavirüs salgını dolayısıyla başlattığı yardım kampanyasını eleştirerek “Devlet çare kapısıdır.
Devlet kol kanat gerendir. Devlet alan el değil, devlet veren eldir” diye konuştu. Altay, kendilerinin CHP’li belediyelerin kampanyalarına destek vereceklerini ifade etti. CHP’li Altay, yürütmenin İspanya ve İtalya’ya tıbbi yardım yaptığını söylediğini anımsattı. Altay, “Biz bundan memnun oluruz. Ama hastaneler tıbbi sarf malzemesi diye feryat ederken, aile hekimlerimiz dezenfektan malzemesi ve maske bulamazken, İspanya ve İtalya’ya yardım yapmak hamasetini gerçekçi bulmuyoruz” dedi.
Altay, şunları dile getirdi: “Bu mücadele perakende tedbirlerle değil, bütüncül bir stratejik bir planlama ile başarıya ulaşabilir. Gelişmelere göre vaziyet alma gibi bir tutum görüyoruz. Önce 65 yaş üstündekileri evde tutalım. Önce lokantaları, yarın berberleri kapatalım. Bu mücadelede siyasetin söz söyleme hakkı, Bilim Kurulu’ndan çıkan öneri ve değerlendirmeler doğrultusunda olursa başarılı olur.
Sağlık Bakanımıza bir çağrı yapmak isterim: Alacağınız kararlar noktasında bir tıp adamı olarak sizin siyasetten önce gözünüzün ve kulağınızın Bilim Kurulu’nda olması gerekir.”
CHP’li Altay, önceki günden beri yardım kampanyasının gündeme geldiğini belirterek şunları söyledi: “Milletçe yardımlaşmanın en güzelini yapmasını biliriz. Ama önce devletin gücünü ve kudretini görmek isteriz.
Devlet çare kapısıdır. Devlet kol kanat gerendir. Devlet alan el değil, devlet veren eldir. Böyle durumlarda yardımlaşma elbette olur. Bu millet devletin başı dara düştüğünde her şeyini vermiş bir millettir. Bizden çok daha fakir ülkeler henüz bu yola başvurmamışken, daha krizin başındayken şimdiden devlet başkanı tarafından yardım kampanyaları çağrılarının yapılması aslında bize devletin vatandaşların gördüğü ve sandığı kadar güçlü olmadığını, varsıl olmadığını da göstermektedir.
Hani IMF’ye borç verecek kadar güçlüydük? Hani 40 milyar dolar harcadık, bir 40 milyar dolar daha harcarız diyen bir Cumhurbaşkanımız vardı. 40 milyar dolar nerede de ‘7 maaş veriyorum, siz de verin’ diye yardım kampanyası açıyorsun. Hani dünyada en büyük 17. ekonomiydik?”
Merkez Bankası’nın yedek akçesinin sıfırlandığını kaydeden Altay, “Resmi rakamlar son 3 yılda devlet borçlarının 500 milyar TL arttığını gösteriyor. Devlet çarçur edilmiş, sıfırı tüketmiş” diye konuştu.
Altay, “Biz de üstümüze düşeni yapacağız. Ama biz bu işi Türkiye’de bir ilki de başaracak olan CHP’li belediyelerimizle birlikte yapacağız. Ben İstanbul vekili olarak bu konudaki katkımı belediyelerimizin başlattığı yardım sürecine dahil edeceğim.
Neden? Bu ilk defa olacak şeffaf bir süreç. Yardım eden verdiği para ya da malın kime hangi insanlara gittiğini bilecek” diye konuştu. Altay, “Bir itham, suçlama yapmıyorum ama 15 Temmuz şehitleri için toplanan paralar henüz hak edenlere ulaşmadı. Beşiktaş’taki terör saldırısı mağdurları için toplanan paralar da yerine ulaşmadı. Geçmişte yaşananlar bir güven kaygısı yaşatıyor” diye konuştu.
Altay, krizi çözmek için kaynak yaratacak 10 maddelik önerilerini de açıkladı;
-Cumhurbaşkanlığı’nın 13 uçağının 12’sinin satılması;
-Kızılay’ın akladığı vergi kaçırmalarına el konulmasını;
-Yazlık, kışlık sarayların satılması,
-Man Adası’ndan kaçırılan vergilerin Hazine’ye kaydedilmesi;
-Ensar, TÜRGEV, TÜRKEN ve TÜGVA gibi vakıflara aktarılan paraların Hazine’ye aktarılması;
-Garanti verilen ödemelerin durdurulması;
-Saray’ın harcamalarından tasarruf edilmesi;
-Kanal İstanbul’dan vazgeçilmesi;
-Katar ve yerli işbirlikçilerin hortumlarının kapatılması;
-Özelleştirmelerden devlete borçlu olanlardan paraların alınmasını önerdi.
İnfaz düzenlemesiyle ilgili Altay, uyuşturucu tacirleri, kadın ve çocuk tecavüzcülerine karşı hassasiyetleri olduğunu dile getirdi. Adalet Bakanı’na seslenen Altay, “Meclis’e göndereceğiniz yasa teklifiyle denetimli serbestlik 3 yıla çıkarılacak. 3 yıl yatması gereken herkes çıkacak iken Osman Kavala, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç gibi gazetecilerin isnat edilen suçtan alacakları maksimum ceza 3 yıl iken iddianameleri bile ortada yokken cezaevinde tutulmaları adalete yapılabilecek en büyük darbedir” diye konuştu.