Suruç katliamı sonrası bölgeye giden CHP heyeti bir rapor hazırlayıp Kılıçdaroğlu’na sundu. Raporda bölgede devlete güvenin azaldığını, MİT’in ise KİT (kişisel istihbarat teşkilatı) olduğu görüşünün hakim olduğu yer alıyor. Suruç katliamının ardından bölgeye giden...
Suruç katliamı sonrası bölgeye giden CHP heyeti bir rapor hazırlayıp Kılıçdaroğlu’na sundu. Raporda bölgede devlete güvenin azaldığını, MİT’in ise KİT (kişisel istihbarat teşkilatı) olduğu görüşünün hakim olduğu yer alıyor.
Suruç katliamının ardından bölgeye giden CHP heyeti bir rapor hazırladı.
Rapor CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sunuldu. Heyette yer alan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, başta Suruç olmak üzere bölgede müthiş bir güvenlik zaafiyeti olduğunu söyledi. Ağbaba “Tayyip Erdoğan yıllardır MİT’i kendi kişisel örgütü gibi gördüğünden dolayı hiçbir istihbarat yapılmamış, görmezden gelinmiş, veya kontrollü yapılmış. Herkesi dinleyen, herkesi izleyen MİT’in böyle bir olayı görmemesi mümkün değil. Bu insanların geleceği günler önceden biliniyordu” dedi.
“MİT SOSYAL SADECE MEDYAYI İZLİYOR”
Ağbaba izlenimlerini ve görüşlerini şöyle anlattı: Herkesi dinleyen herkesi izleyen MİT’in böyle bir olayı görmemesi mümkün değil. 300-400 kişinin (öğrencinin) geleceği günler öncesinden biliniyordu, ilan edilmişti. Ayrıca Suruç son bir yıldır özellikle Kobani saldırılarından sonra herkesin gözünün üstünde olduğu bir ilçe. Bizim görüştüklerimiz “IŞİD’in varlığından haberdardık” diyorlar. Bunu MİT’in bilmemesi mümkün değil. Recep Tayyip Erdoğan Alevileri, Kürtleri, solcuları fişlerken son dönemde de MİT’i sadece (kendi söylemleriyle) paralel denen yapıyla ilgili çalıştırdığı için bunlar atlandı. MİT, KİT oldu, yani kişisel istihbarat teşkilatı oldu. MİT sadece 17-25 Aralık sonrası Erdoğan ve AKP ile ilgili yazan çizenleri sosyal medyada yapılan paylaşımları izliyor.Suruç gözlemlerimiz sonucunda altı çizilmesi gereken en önemli konu müthiş bir güvenlik zafiyeti var. Ben IŞİD’e çocukları kaçan birkaç aile ile de görüştüm Adıyaman’da. Onlar da diyorlar ki (özellikle Diyarbakır bombacısının annesi) diyor ki bizim çocuğumuz devletin, MİT’in kontrolünde, IŞİD’e gitti. O kadar açık söylüyorlar.
BÖLGEDE GÜVENSİZLİK HAKİM
İster inkar etsin ister etmesinler bütün bölge halkı IŞİD’i AKP’nin desteklediğine yürekten inanıyor. İşbirliği yaptığına inanıyor. Bölge halkı IŞİD’i büyütenin, destekleyenin, eleman gönderenin AKP olduğuna inanıyor. Bölge halkı nasıl güvenecek bunlara. Aile ‘ben polise gittim, valiye gittim jandarmaya gittim çocuğumun IŞİD’e gitmesine engel olamadım’ diyor. Aile çocuğunu bu terörist diye ihbar ediyor. Polis gözaltına bile almıyor. Bölge ben daha önce de Suruç’a birkaç kez gittim. Bölge hükümete karşı güvensiz, kendilerinin değil IŞİD’in yanında olduğunu düşünüyorlar. Bu kadar açık. Onun için önce güvensizliğin ortadan kalkması lazım. Biz ulusal yas ilan edilmesini bunun için istedik. Ulusal yas ilan edilmesinin anlamı şu; ölen 32 gencin ailesine devletin bu konuda samimi olduğunu göstermek. Ulusal yas devlet ağzıyla üzüldüm demek. Bunu bile yapmadılar.32 insan öldüğünde yas ilan etmeyeceksen ne zaman edeceksin.”
Dikkat! Üye/Üyeler ve ziyaretçiler suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği/yorumu Site’de paylaşmamalı. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.