CHP’nin son Parti Meclisi toplantısında aday belirlemeye ilişkin yönetmelikte gerçekleştirdiği düzenleme Anayasa Mahkemesi’ne takıldığı taktirde, CHP Lideri başta olmak üzere, ön seçimle gelen vekillerin adaylıkları düşebilir.
CHP’de aday belirleme yöntemi hakkında Kılıçdaroğlu’na tam yetki verilen Parti Meclisi toplantısında, yapılan değişiklikle aday belirlemeyi düzenleyen yönetmeliğe“seçimin yapıldığı tarihin ardından bir yasama yılı tamamlanmadan, seçimlerin yenilenmesine karar verilirse aday belirleme yöntemlerine ilişkin kota uygulanmayabilir” maddesi eklendi.
YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ CHP’Yİ SIKINTILI BİR SÜRECE SOKACAK
Ancak tüzüğün yönetmelikle değiştirilemeyeceği hukukçular tarafından dile getirilirken, tam yetki ile bu kararın alınmasının ardından CHP’yi erken seçim sürecinde sıkıntılı gelişmeler bekliyor.
1987 ERKEN SEÇİMLERİNDE ANAYASA MAHKEMESİ KARARI “ÖN SEÇİM” ŞART DEMİŞTİ
1987 erken seçimlerinin öncesinde SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Resmi Gazete’nin 11/9/1987 günlü, 19571 mükerrer sayısında yayımlanan 10/9/1987 günlü, 3403 sayılı Seçimlerle İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin XVIII inci Dönem Milletvekili Genel Secimi Hakkında Kanun’un bazı maddelerinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.
ÖN SEÇİMİ YASAKLAYAN MADDE AYM TARAFINDAN İPTAL EDİLMİŞTİ
İlgili yasanın 8. Madde’sinde; “18. Dönem milletvekili genel seçimi adaylığı için ön seçim yapılmaz. Adaylar siyasi partilerin tüzüklerindeki hükümlere veya merkez karar organlarınca belirlenecek usullere göre ve seçim kurullarının yönetim ve denetimine tabi olmaksızın tespit edilsin” deniliyordu.
Anayasa Mahkemesi, Erdal İnönü’nün başvurusundaki, 8. Madde’nin iptalinin istenmesi talebini haklı buluyor ve bu maddenin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirterek, reddine karar veriyordu.
AYM: “SEÇİM ZAMANININ KISALIĞI ÖN SEÇİMİ YAPMAMAK İÇİN BAHANE OLAMAZ”
Anayasa Mahkemesi, kararında ön seçimin yasaklanmasının Anayasal ilkelere uyan bir yönünün olmadığını belirterek, şu ifadelerde bulunuyordu:
Demokratik olduğu genelde paylaşılan bir yöntemin yasa ile yasaklanması, zorunlu olmaktan çıkarılmasından ayrı bir düzenlemedir. Önseçimin yasaklanmasının anayasal ilkelere uyan bir yönü yoktur. Partilerin elinden parti içi demokrasiyi gerçekleştirici, genişletici ve güçlendirici böyle bir yöntem alınamaz, yasaklamanın bir kez uygulanacağı erken seçime özgü oluşu, seçim zamanının kısalığı böyle bir düzenleme için gerekçe oluşturamaz. Kural bir kez uygulanabilecektir ama etkisi beş yıllık bir dönemi kapsayacaktır. Ayrıca, seçim tarihini belirleyen yasakoyucu olduğuna göre, hem süreyi kısa tutup hem de bu sürenin yeterli olmadığını gerekçe gösteremez.
ERDAL İNÖNÜ O SEÇİMDE ÖN SEÇİMDEN ÇIKTI
1987 genel seçimlerinde %24,74 oy alan Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP), bu bağlamda adaylarını belirlemek için ön seçim yöntemine başvuruyor ve Genel Başkan Erdal İnönü, 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri’nde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı gibi İzmir’den ön seçime girerek, adaylaşıyordu.
CHP’DE ÖN SEÇİM YAPMAMAK İÇİN YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ FORMÜLÜ
Ancak, 23 Ağustos 2015’te gerçekleştirilen PM toplantısında erken seçime kısa bir süre kaldığı ve bu süre içerisinde ön seçim yapılamayacağı, tüzük değişikliğinin gerçekleştirilemeyeceği, ön seçim ve koalisyon tartışmalarından henüz çıkıldığı ve kongre süreçlerinin devam ettiği için örgütlerin enerjisinin erken seçime kanalize edilemeyeceği gerekçeleri tartışılarak, erken seçim için ön seçim yapılmamasına karar verildi ve bu bağlamda bir yönetmelik değişikliğine gidildi.
YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ ANAYASA MAHKEMESİ’NE TAŞINIRSA PARTİ HEZİMETE UĞRAYABİLİR
Ancak CHP’nin yönetmelikle tüzük değiştirme çabası, Anayasa Mahkemesi’ne taşındığı takdirde erken seçim sürecinde parti için bir faciayla sonuçlanabileceği öngörülüyor.
KILIÇDAROĞLU VE 29 MART’TA ÖN SEÇİMDEN ÇIKAN ADAYLAR SEÇİM DIŞI KALABİLİRLER
Anayasa Mahkemesi’nin 14.10.1987 tarih ve 19604 sayılı kararında açıkça belirtildiği üzere, seçim zamanının kısalığı ön seçimin kaldırılması için gerekçe oluşturmayacağı kararı, CHP’nin yönetmelik değişikliği neticesinde çıkması muhtemel olan Anayasa Mahkemesi kararının; seçim takvimi başlayınca ve devam ederken çıkması durumunda, her parti için ayrı bir seçim takvimi düzenlenmeyeceği için, 29 Mart 2015’te ön seçimden çıkarak listelerde yer bulan adayların seçim yarışından çekilmek zorunda bırakılması gerçeğini doğurabilir.
YSK’NIN GÖRÜŞ BİLDİRMESİ BİR ANLAM İFADE ETMİYOR
CHP’nin Parti Meclisi toplantısının ardından gerçekleştirdiği yönetmelik değişikliğinin akabinde YSK’dan görüş isteyecek olması da bir şeyi değiştirmiyor. YSK’nın aday belirleme yöntemine ilişkin görüş bildirmemesi veya sürecin partinin iç işlerini ilgilendireceği kanaatiyle görüş bildirmesi durumunda mahkeme sürecinin işleyeceği ve erken seçimin hemen öncesinde Anayasa Mahkemesi kararının 1987’deki emsal karar paralelinde açıklanmasının ardından CHP’nin ön seçimle gelmiş pek çok ilde, Genel Başkan Kılıçdaroğlu dahil olmak üzere, milletvekili çıkaramayacağı öngörüsünü doğuruyor.
KONTENJANDAN GELENLERİN ERKEN SEÇİMDE ÖN SEÇİME GİRME ZORUNLULUĞU MU BU BÜYÜK RİSKİ GÖZE ALDIRDI?
CagdasSes.com’un edindiği bilgiye göre, CHP yönetimine iletilen bu güçlü ihtimale rağmen, alınan ön seçim yapmama kararının partiyi uçuruma sürükleyebileceği gerçeği, partinin alacağı oy oranı ile ilgili de büyük bir risk taşıyor.
YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ “ÖN SEÇİMDEN GELEN VEKİLLERİ” KORUMUYOR, AKİNSE ADAYLIKLARINI ENGELLEYEBİLİR
İlgili yönetmelik değşikliğinde ön seçimden gelen adaylar için hiçbir ibare belirtilmezken, Anayasa Mahkemesi’nin olumsuz bir karar alması neticesinde ön seçimden gelen adayların, adaylık durumlarının iptal edilmesi ve sadece ön seçim ile adayları belirlenen illerden milletvekili çıkarılmaması durumuyla karşı karşıya olunması bu değişikliğin neden yapıldığına ilişkin aydınlatıcı bir bilgi vermiyor.
MYK’DAN VE PM’DEN TATMİN EDİCİ BİR AÇIKLAMA YAPILMIYOR
CHP Parti Meclisi’nin ve Merkez Yönetim Kurulu’nun üyeleri tarafından, bu büyük risk içeren kararı neden aldıklarına ilişkin CagdasSes.com’un sorularına net bir yanıt verilmezken, Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı; “Kontenjandan milletvekili seçilenler, ikinci kez kontenjan hakkına kavuşamayacaklar ve ön seçime girecekler” söylemi, ön seçime girmek istemeyen yöneticilerle bastırılan bir formül arayışı neticesinde bulunan bir yöntem olarak mı bu karara varıldığı sorusunu akıllara getiriyor.
YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ DE BELİRSİZLİK GETİRİYOR
Yapılan yönetmelik değişikliğindeki “bir yasama yılı içinde seçimlerin yenilenmesine karar verilirse, aday belirlenmesine ilişkin kota uygulanmayabilir”ifadesi, “uygulanabilir de uygulanmayabilir de” sonucunu doğurduğu için belirsizlik içermesi de kafaları karıştıran diğer bir gelişme oluyor.
TEKRAR SEÇİM DEĞİL, ERKEN SEÇİM
Önümüzdeki genel seçim sürecinin; iptal edilen bir seçim (tekrar seçim) değil, yeni bir seçim (erken seçim) olmasından dolayı, aynı listelerle seçime gidilemeyeceği, yeni bir takvimle adayların belirlenmesi gerektiği ve yönetmeliğin tüzükle değiştirilemeyeceği gerçeği ortada olduğundan, MYK üyelerinin yönetmelik değişikliğine ilişkin net bir gerekçe açıklama yapmaları bekleniyor.
Haber:cagdasses.com