Cumhuriyet Gazetesi mit tırları ile ilgili ortaya çıkardığı gerçeğin haberinden sonra hedef tahtasına konulmasını,hakkında terör suçlamasında bulunulmasını bir açıklama yaparak değerlendirdi.
Dik duruşunu sürdüren gazete korkmuyoruz mesajı verdi.
Cumhuriyet Gazetesinin açıklaması;
Ülkemizdeki yargı kurumu suçu ve suçluları değil, bunları açığa çıkaran gazetecileri yargılıyor.
Bu durum, mevcut mekanizmanın bir yargı kurumu olmaktan çıkıp, ağır suçları örten, suçluları koruyan hukuk dışı bir yapıya dönüştüğünü gösteriyor.
Böylesi bir yapının yaptığı işlemler, hukukla ve yasayla açıklanamaz. O halde, artık yürütme gücünün tasarruflarının hukuki denetiminden, yasadışına çıkanların soruşturulmasından söz etmenin bir anlamı da kalmadı.
Ülke ve yargısı bakımından zavallı, sefil bir durumla karşı karşıyayız. Yasadışı iş ve işlemlerin meşru gösterilmeye, hukuk kılıfına büründürülmeye çalışıldığı ara dönem de geride kaldı. Çünkü artık mızrak çuvala sığmıyor.
Devlet yetkileri kötüye kullanılarak işlenen suçların açık ve somut kanıtlarını herkes gördü.
Artık açık açık “ben yaptım oldu” dönemindeyiz.
Siyasi iktidarın herhangi bir tasarrufuna karşı çıkan herkesin casus ya da düşman diye yaftalanarak hapse gönderilmesi mevsimine geçmiş bulunuyoruz.
***
Kara bulutlar, şimdi bir kez daha gazetemizin üstünde. Üzerine giydiği cüppesinin gerektirdiği sorumluluğu bir yana iterek, muktedire ve onun emirlerine göre hareket edenler; gazetecilik etiğine, onuruna sahip çıkarak, halkın gerçekleri bilme hakkının gereğini yerine getirdiğimiz için hakkımızda soruşturma açtıklarını duyurdular.
Gazetemizde yer alan MİT TIR’larıyla ilgili haber ve yayımlanan fotoğraf ve görüntüler nedeniyle, akıl ve mantıkla açıklanması olanaksız bir şekilde casusluk suçlaması yöneltiliyor. Bir tutuklama işleminin zemini hazırlanıyor. Cumhuriyet gazetesi üstünden bütün topluma açık bir mesaj veriliyor: Devlete, muktedire karşı çıkan yakalanacak, hapse atılacaktır.
***
Devletin siyasal, askeri yararları bakımından önemli ve gizli tutulan bir bilgi ya da belgenin elde edilerek, gizlice yabancı bir devlet ya da kuruluşa verilmesi olarak bildiğimiz casusluk faaliyeti, içinde bulunduğumuz siyasi konjonktür ve şartlarda anlam değiştirmiş görünüyor.
Eğer, devlet adına yapılan gizli ve yasadışı bir faaliyeti, kanıtlarıyla birlikte, haber olarak halkın bilgisine sunarsanız, bunun adı casusluk mu olacak bundan sonra? Gazeteler, hangi haberi yayımlayıp hangi haberi yayımlamayacağına kendisi karar veremeyecek mi?
Ancak, izin verilen ya da muktedirin uygun gördüğü bilgiler mi gazetelerde yer alabilecek?
***
Bu operasyonun ardındaki muktedire sesleniyoruz!
Her türlü meşru yoldan ve meşruiyet çizgisinden ayrılmadan gazetecilik görevimizi yapmaya, işlediğin ağır suçlar hakkında halkı bilgilendirmeye devam edeceğiz.
Senden korkmuyoruz!
Gerçekleri karartamayacaksın!
Bizi yıldıramazsın!
Bizi susturamayacaksın!