2015’teki Yüksek Askeri Şura’da tartışılan, 15 Temmuz’un kilit ismi Mehmet Dişli hakkındaki MİT raporu Davutoğlu’nun açıklamalarıyla gündeme geldi.
TSK’daki FETÖ’cüleri deşifre eden o rapora Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk ulaştı.
Peki belgede ne yazıyordu? Kimlerin adı vardı? İşte merak edilenler…
AKP Genel Başkanlığı ve Başbakanlık görevlerinde bulunan, partisinden ayrıldıktan sonra Gelecek Partisi’ni kuran Prof. Ahmet Davutoğlu, 15 Temmuz darbe girişimi öncesiyle ilgili ilginç değerlendirmelerde bulundu. “Darbe girişiminin en önemli isimlerinden olan Tümgeneral Mehmet Dişli’nin, Paralel Devlet Yapılanması (PDY) içinde örgüt mensubu olarak yer aldığını” belirtti. MİT’in, bu kişinin emekliye sevk edilmesi raporu ve buna ilişkin kendi görüşlerine rağmen son anda bundan vazgeçildiğini açıkladı.
Genelkurmay Başkanlığı Çatı İddianamesi’nin eklerini araştırdığımızda, Davutoğlu’nun sözünü ettiği MİT Güvenlik İstihbaratı Başkanlığı tarafından Genelkurmay Başkanlığı’na gönderilen 23 Haziran 2015 tarihli yazıya ulaştık. 582 askerin durumu hakkında bilgi isteniyordu. Cevap yazısında 148 kişiye ait “Bilgi notları” yer aldı. PDY içinde yer aldıkları öne sürülen listede, Mehmet Dişli de vardı. MİT’in yazısı ve ekindeki bilgiler, darbe girişiminin önemli isimlerinden Mehmet Partigöç’ün odasında bulunmuştu.
Darbeci Mehmet Dişli, Genelkurmay Çatı Davası’nda 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
MİT YAZISINDA
MİT’in gönderdiği bütün yazıların altında, “İstihbari nitelikte olan bu bilgiler hukuki bir delil olarak kullanılamaz. Dokumante edilerek kullanılmak istendiğinde, metinde bahis konusu edilen hususlar kaynak gösterilmeden ilgili kurum ve kuruluşlardan sorularak belgelenir” yazılıdır. Bunu, mahkeme dosyalarını incelediğimizde görüyoruz.
Eski Tümgeneral Mehmet Dişli hakkında da MİT’in yazısında, “Paralel Devlet Yapılanması (PDY-PÖ) mensubu olduğuna dair iddiaların bulunduğu yönünde bilgi mevcuttur” deniliyordu.
Aynı listede yer alan başka komutanlarla ilgili MİT’in yazısında da benzer cümleler yayımlanıyordu. Örneğin bir generalle ilgili yazıda, “PYD-PÖ mensubu olduğu iddia edilen şahıs/şahıslarla mahiyeti bilinmeyen iltisakının bulunduğu”, başka bir generalle ilgili yazıda, aynı sözcüklerden sonra, kardeşinin “Sakıncalı Askeri Personel” kategorisinden Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’yle ilişiğinin kesildiği kaydediliyordu.
O LİSTEDE YER ALANLAR
Dişli’nin Kara Harp Okulu’nda tabur komutanı olduğu dönemde de Fetullahçı olduğuna ilişkin rapor düzenlenmişti. Açıkçası, bu kişinin Fetullahçı olduğu askeri çevreler tarafından bilinen bir durumdu. Milletvekili olan ağabeyi partide sevilen bir isimdi. Kardeşinin Fetullahçı olduğunu asla kabul etmiyor, “iftira” olduğunu söylüyordu. Zaten görevde kalmasında ağabeyinin bu sözlerinin etkili olduğu da söyleniyordu.
MİT’in hazırladığı listede, PDY içinde yer aldığı belirtilen isimleri incelediğimizde çarpıcı bir sonuca ulaşıyoruz. Bu belgede yine Çatı İddianamesi’nin ekinde yer alıyordu.
2015 yılında 46 albay tuğgeneral/tuğamiralliğe yükseltildi. Bunların terfilerinden önce de MİT, Genelkurmay’a bilgi vermiş. İlginçtir, terfi eden 46 tuğgeneralden, 29’u 15 Temmuz 2016 darbe girişimine katılmış. En büyük katılım ise Mehmet Dişli’nin de mensubu olduğu Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda (KKK) yaşanmış.
2014 nasıplı FETÖ bağlantılı general ve amirallerden KKK’de 25, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda (Dz.KK) 5, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda (HKK) 13 olmak üzere 43 kişi ihraç edildi. İstifa eden ya da ettirilenlerle sayı 51’e yükseldi.
2015 nasıplı general ve amirallerden KKK’da 27, Dz.KK’da 8, HKK’da ise 5 kişi. Ama en çarpıcı durum ise şöyle: 2015 yılında KKK’da tuğgeneralliğe terfi edenlerin yüzde 81’i, Dz.KK’da tuğamiralliğe yükseltilenlerin yüzde 67’si HKK’da ise yüzde 10’u darbe girişimine katıldı.
YAŞ’A SUNULAN O RAPOR
Milli İstihbarat Teşkilatı, 2015 YAŞ toplantısına 148 kişiyle ilgili rapor sundu. Raporda Mehmet Dişli de yer aldı.
DİŞLİ BAŞBAKANLIKTA…
Resmi belgelere dayanarak yazdığım Doğan Kitap’tan çıkan “Kod Adı Mürted” kitabımdan Mehmet Dişli ile ilgili bir bölüm aktaracağım:
Saat 21.00’e geliyordu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın odasına gelen, karargâhta görevli Proje Yönetim Daire Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli’ydi. “Komutanım, operasyon başlıyor” dedi. Akar, Güneydoğu’da yürütülen operasyonlardan söz edildiğini sandı. Dişli, “Herkesi alacağız. Taburlar, tugaylar yola çıktı. Biraz sonra göreceksiniz” dediğinde, bu operasyonun farklı bir şey olduğunu anlamıştı. Akar, elindeki kalemi sertçe masaya attı, “Ne diyorsun ulan? Ne operasyonu, sen manyak mısın? Bunlar ne demek, nasıl konuşma?” dedi ve elini masaya vurdu.
Dişli irkildi, “Komutanım, bu iş bitti ve herkes yola çıktı” diyordu. Hulusi Paşa, sırtının dönük olduğu kapıdan ayak sesi duyar gibi oldu. Baktığında Serdar Yüzbaşı, Abdullah Astsubay ve Levent Yarbay’ı gördü. Emir Subayı Levent Türkan, “Komutanım otur, kalkma, sakin olun, zorluk çıkartmayın” diye bağırdı. Birisi de Akar’ı itip sandalyeye oturmasını sağladı ve o esnada arkadan bir başkası elinde havluyla Akar’ın ağzını, burnunu kapatmaya kalkıştı. Komutan nefes almakta zorlanıyordu.
EMİRLERİ O VERİYORDU
Gürültülere gelen Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Tuğgeneral Ertuğrulgazi Özkürkçü de elleri, ayakları bağlanıp bir odaya atıldı. Gözleri açıktı. O sırada yarım açık kalan kapıdan Tümgeneral Mehmet Dişli’nin makam odasından çıkıp koridorda etrafı kontrol ettiğini gördü. Görüş alanında olmayan biri, “Dişli Generalim, ne zaman tahliye edeceğiz?” dedi. Dişli ise “Şimdi değil, talimat gelecek, haber gelecek, bekleyin” karşılığını verdi.
Yerde yatan Ertuğrulgazi Paşa konuşulanlara bir anlam veremiyor, sadece izliyordu. On dakika geçmeden tekrar Tümgeneral Mehmet Dişli makam odasından çıkıp koridorda göründü ve oradakilere, “On dakikaya çıkıyoruz” dedi. Genelkurmay Başkanı’nın makam odasına döndü.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, Akıncı Üssü’nden kurtarılmış, nasıl olduysa Mehmet Dişli ile birlikte helikopterle gelmişti. Şimdi Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’yı dinliyorum:
“16 Temmuz 2016’da Genelkurmay Başkanı aradı. Çankaya- Başbakanlık köşkünde olduğunu söyleyip yanına çağırdı. Gidip, Genelkurmay Başkanını oradan aldık. Konut bölgesine geldik. Kuvvet Komutanları da geldi. Orada Tümgeneral Mehmet Dişli’nin olmadığını fark edince Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’i arayarak Mehmet Dişli’nin yakalanmasını konuştuk.”
Oysa Dişli’nin, Çankaya’ya geldikten hemen sonra gözaltına alındığı söyleniyordu. Bunun gerçek olmadığı anlaşıldı. Şimdi iddiayı hatırlatayım: Bazıları diyor ki, Akar’la birlikte gelen Mehmet Dişli o gün gözaltına alınmadı. 17 Temmuz’da gözaltına alındı. Hatta, bunun ileride sorun yaratacağı düşünüldüğü için gözaltı işlemi 16 Temmuz akşam saatlerinde yapılmış gibi gösterildi.
Zekai Paşa, o gün İstihbarat Dairesi Başkanı Engin Dinç’i 4 kez aramıştı. Emniyet istihbaratı, Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral Mustafa Özsoy’u gözaltına aldı. Ancak, Mehmet Dişli, Ankara Emniyet Müdürü Mahmut Kararslan’a verilen talimattan sonra İstihbarat Şubesi ekibi tarafından alındı. Kimisine göre 17 Temmuz’da evinde gözaltına alındı, kimilerine göre Çankaya’da Başbakanlık binasında. Genelkurmay Başkanı, Başbakanlıktan ayrılıp konutuna gittiğinde Dişli’ye dokunulmamıştı.
Darbe girişiminin kilit adamının durumu, girişimin ilk saatinden itibaren soru işaretleriyle dolu. Hatta, bir ara cezaevinde olup olmadığı bile gündeme gelmişti.
Haber:Odatv.com