MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter’daki açıklamalarında Abdullah Gül’ü hedef aldı. Bahçeli’nin açıklamaları şu şekilde:
Özellikle ifade etmeliyim ki, buhrana davetiye çıkaran siyasi gelişmeleri, bunalıma adeta çağrı yapan bulanık görüşme ve temas trafiklerini ibretle, esefle ve endişeyle takip ediyorum. Türkiye’ye tuzak kuruluyor, Türk milleti tahrik ve taciz ediliyor. Hülasa kaosa oynanıyor.
24 Haziran 2018’de yapılacak Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerine iki ay kala iç ve dış nifak ve şikak yuvaları başlarını kaldırmış vaziyettedir. Siyasi ve toplumsal yapının mahvını kurgulayan ihanet lobisi oldukça aktif, son derece faaldir.
Demokrasiden umudunu kesen, millet iradesine sırtını dönen, Türkiye’nin milli ve beka davasına husumet duyan ne kadar aktör, zümre, kesim, mihrak, fail ve figüran varsa kıpır kıpırdır. Bunlar freni patlamış yük kamyonu gibi yokuş aşağı gitmektedir.
Cumhur İttifakı’nı hazmedemeyen çevreler ne yapacaklarını, nereye bulaşacaklarını şaşırmış durumdadırlar. Cümbüş İttifakı kurun demiştik, ne fayda; cürüm ve cehaletin koalisyonunda söz kesecek kadar İP’ten kazıktan boşanmışlardır.
Şimdi 11’nci Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı adaylığı üzerine çok sinsi bir kamuoyu hazırlama stratejisi devrededir. FETÖ işbaşındadır. PKK razıdır. Türkiye düşmanları heyecanlıdır. CHP, SP, HDP, İP Sayın Gül’ün adaylığına hevesle taliptir.
Sayın Erdoğan’ın 2007yılı Nisan ayında “kardeşim” açıklamasıyla Cumhurbaşkanı adayı gösterdiği Abdullah Gül, siyasi akıl ve vefa ahlakını tartışmaya açacak bir kayıp ve kopuşun arifesindedir. Kardeşlik ne ara karanlığa gömüldü? Sayın Gül böylesi bir zaafa düşmeyi nasıl göze aldı?
Bakınız ne diyor Yusuf Has Hacib, gelin kulak verelim: “Bataklığa girenler dibini boyladı. Bir daha çıkamadı, sevinç bulamadı.” Sayın Gül, bataklığa girmenin, itibar ve prestijine bizzat ve kendi aymazlığıyla hançer vurmanın kıyısındadır. Yazıktır, ayıptır, hüsrandır, hezimettir.
Kardeşliği çiğnemek, yaşanmış yıllara bir kalemde çizgi çekmek, vefaya menfaat gözeterek veda etmek inançlarımızın neresinde yazılıdır? Sayın Gül Pensilvanya’nın tezgahına düşmeyi nasıl göze almıştır?
Ne diyordu Yusuf Has Hacib:“Aymaz olma ey hakan,uyuma,uyan. Kendin gittikten sonra iyi adını bırak.” CHP, 22 Nisan Vakasıyla İP’e kendini astı. Ne yazık ki, FETÖ siyasi mevzi kazandı.15’ler olayı siyasi tarihe kara bir leke gibi kazındı.Sayın Gül buna hangi ahlakla göz yummuştur?
İp’e grup kurdurup 23 Nisan’ı terörize eden namert ve nankörler kutuplaşmanın Truva Atıdır. Bu vahşi ata 11’nci Cumhurbaşkanı nasıl biner? Kardeşlik hukukuna kıymayı, Türkiye karşıtı cephenin eline düşmeyi gönüllüce nasıl kabullenir?
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Denetim Komisyonu Türkiye’de mevcut şartlarda yapılacak seçimin meşruluğunun olmayacağı gerekçesiyle ertelenmesini istemiş. Baktılar Cumhur İttifakı başaracak,alayı birden,yerli işbirlikçileriyle beraber tutuşmuşlar. Ancak çabaları nafiledir.
Türk’e ve Türkiye’ye ne kadar hasım varsa faaliyet halindedir. Sayın Abdullah Gül, bunların yüzünü güldürecekse, gül olup tepelerinden yağacaksa hem kendisine hem de geçmişine bilinsin ki ihanet eder.
Düşman emeller,her yerde sorun çıkarmak için uğraşıyorlar.İki güzide futbol kulübümüz olan Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın müsabakasını bile siyasallaştırıp karıştırmaya cüret ve cesaret ettiler.Netice olarak,çıkan/çıkartılan hadiseler sonucunda mezkur karşılaşmayı yarım bıraktırdılar.
Diyorum ki, Türkiye İP’e çekilemez, paslanmış altı okla vurulamaz, FETÖ-PKK-PYD-YPG ve diğer Türk düşmanlarının eline düşemez, esaretine giremez. Türkiye’nin gülmesi, GÜL’le değil, Cumhur İttifakı’nın ahlakıyla, milli ve manevi duruşuyla temellenecek, inşallah temin edilecektir.
Malum siyasi göçükler köşe bucak görüşsünler bakalım, siyasi devre mülk pazarı kurup kiralık milletvekili sezonu açsınlar. 24 Haziran’da İP’sizinden sapsızına, SP’inden çürük CHP’sine kadar boylarının ölçüsünü sandıkta alacaklardır.
Ne demişti Yusuf Has Hacib: “Sana herkesten daha yakın olan yine kendindir. Gönlüne sinmeyen işi bırak, işte o kadar.” Gül peşinde koşacağınıza; akıllı olun, adam olun, milli olun, ahlaklı olun; bunları olduktan sonra ne yapacaksınız öyle yapın…