Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın bilgi edinme talebi doğrultusunda sosyal yardımlara ilişkin soruları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yanıtlandı.
Bakanlık verilerine göre, Türkiye’de 2016 yılında 3 milyon 154 bin 69 aile, 10 milyon 610 bin 928 kişiye sosyal yardım yapıldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı aracılığıyla yapılan sosyal yardımlar 22 milyar 499 milyon TL tutarında iken sosyal yardım veren diğer kurumların yardım miktarı ile birlikte toplam sosyal yardım tutarı 32 milyar 7 milyon 123 bin TL olarak gerçekleşti.
Sosyal yardımlardan en çok pay alan ilk üç şehir İstanbul, Şanlıurfa ve Diyarbakır olurken yardımlardan en az pay alan iller Bayburt, Bilecik ve Karabük oldu. En çok ve en az pay alan illerin aldığı yardım miktarları şöyle:En çok pay alan ilk 3 il:
1-İstanbul 1 Milyar 609 milyon TL., 203 bin 866 aile, 618 bin 611 kişi.
2-Şanlıurfa 1 milyar 46 milyon TL., 155 bin 930 aile, 618 bin 309 kişi.
3-Diyarbakır 1 milyar 4 milyon TL., 136 bin 191 aile, 510 bin 728 kişi.
En az pay alan ilk 3 il:
1-Bayburt 27 milyon 288 bin TL., 4 bin 380 aile, 15 bin 32 kişi.
2-Bilecek 33 milyon 320 bin Tl., 4 bin 376 aile, 10 bin 5 kişi.
3-Karabük 43 milyon 18 bin TL., 6 bin 967 aile, 20 bin 220 kişi.
‘8 KİŞİDEN BİRİ SOSYAL YARDIMA MUHTAÇ’
Bakanlığın açıkladığı verileri değerlendiren Nazlıaka, bu rakamlara göre Türkiye’de her 8 kişiden birinin sosyal yardıma muhtaç olduğunu ifade ederek “Söz konusu veriler AKP hükümetlerinin Türkiye’yi getirdiği tehlikeli tablonun, derinleşen yoksulluğun ve kronikleşen işsizliğin resmidir” dedi.
Sosyal yardımların, sosyal devlet anlayışının da temel ilkelerinden biri olduğunu vurgulayan Nazlıaka şunları söyledi: “Sosyal yardımların artmasının bir yönüyle sosyal devletin varlığını ifade etse de diğer yönüyle artan yoksulluğu göstermektedir. Sosyal yardıma ihtiyaç duyan kişi sayısının azalması demek işsizliğin azalması, gelir dağılımının düzelmesi, fırsat eşitliğinin sağlanması demektir. Hiç şüphesiz yoksulluk, toplumsal gelişmenin ve özgürlüklerin önündeki en büyük engeldir. AKP hükümetleri ile birlikte artan sosyal yardımlar; hükümetin, üretim, istihdam, göç, mülteci politikalarını yeniden ve ivedilikle gözden geçirmesi gerektiğini göstermektedir. Sadece yoksulluğu yönetmeyi amaçlayan sosyal yardımlar sürdürülebilir değildir, uzun vadede yoksulluğa çözüm üretilmediği de ortadadır.”
‘YOKSULLUK SADECE SOSYAL YARDIMLA ÇÖZÜLEMEZ’Türkiye’de yardımların suiistimal edildiği konusunda ciddi kuşkular olduğunu ifade eden Nazlıaka, yoksulluğun sadece sosyal yardımlarla çözülemeyeceğini, istihdam yaratıcı politikalar izlenmesi gerektiğini ifade ederek “Bu veriler AKP’nin tarımda, hayvancılıkta, sanayide, turizmde, istihdamda 15 yıllık karnesidir. Görünen o ki çağ atladığını savunan iktidar bırakınız çağ atlamayı; bir alt sınıfa düşmüştür. AKP Türkiye’sinde yoksulluk derinleşmiş, sadaka kültürü yaratılmak için çaba sarf edilmiştir. Ancak yapılması gereken yoksulluğu ‘iyileştirmek’ değil; bir rant alanı haline gelen bu kültürü ortadan kaldırmak; gelir dağılımındaki eşitsizliği sonlandırmaktır” dedi.