Konya’da Arapça kursuna başlayan 17 yaşındaki Berfin K.’nin, 3 ay önce başladığı Arapça kursu sırasında, önce çarşaf, sonra da burka giydiği ve 2 hafta önce evi terk edip, Suriye’de IŞİD’e katıldığı ortaya çıktı.
DHA‘nın haberine göre, kuran kurslarına gidip hafız olan Berfin K., 3 ay önce mahallelerinde açılan ve tabelası dahi bulunmayan Arapça kursuna devam etmeye başladı.
Anne Hayriye Telek, kızının Arapça kursu sırasında bir kitabı araştırmak için merkez Karatay İlçesi’ndeki bir dergiye ait kitapçıya gittiğini ve orada edindiği arkadaşlarının etkisiyle hareketlerinin de değiştiğini anlattı.
ÖNCE ÇARŞAF, SONRA BURKA
Başörtülü olan kızı Berfin’in ilk önce çarşaf giymeye başladığını belirten Hayriye Telek, şunları söyledi:
”Kızımda son üç aydır ciddi anlamda değişiklikler vardı. Özellikle davranışlarını, kıyafetlerini değiştirmeye başladı. Son bir ayda da ben kendi kızımı tanıyamıyordum. Kızım normal başörtülüydü ama son zamanlarda çarşaf giymeye başladı. Bir süre sonra gözleri açık olacak şekilde yüzünü kapattı. Sonra da tamamen yüzünü kapattı burka giyiyordu, eldiven takıyordu.”
Kızının elinde sürekli cep telefonu olduğunu ve yanından ayırmadığını belirten Hayriye Telek, kızının gittiği kitapçıda Fatma ve Hamza adlı iki kişiyi tanıdıktan sonra değiştiğini öne sürdü.
VEDA MEKTU BIRAKMIŞ
İki hafta önce işten eve döndükten sonra kızının evde olmadığını fark ettiğini belirten Hayriye Telek, onun bıraktığı veda mektubunu görünce şoke olduğunu söyledi. Annesinin anlattığına göre Berfin K. veda mektubunda şunları yazdı: “Önce Tevhid’i öğrendim, sonra Allah kapılarını açtı bana. Ben yanlış bir şey yapmıyorum. Allah için bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Polise giderseniz ne beni görebilirsiniz ne onlar bulabilirsiniz.”
‘TUT ELİMİ CİHADA GİDELİM’
Hayriye Telek, yaptığı araştırmada kızının, Hamza adlı bir erkekten cep telefonuna gelen, “İkimiz yan yana vuruşalım. Tut elimi de gidelim cihada. Kanımızı dökelim bu yolda. Canımızı verelim burada” diye sesli ilahi mesajının ardından evi terk ettiğinin ortaya çıktığını söyledi.
Kızının, bir arkadaşına ”Ben Suriye’deyim. Allah için savaşmaya gidiyorum. Artık kafir bayrağının altında yaşamak istemiyorum” mesajı gönderdiğini belirten Hayriye Telek, ona bir an önce kavuşmak istediğini söyledi.
Kızı kaybolduktan sonra polise başvurup durumu anlattığını belirten Telek, ancak polislerin normal bir kayıp kişi gibi işlem yaptıklarını ve yeteri kadar ilgilenilmediğini ileri sürdü.
‘KOYU AKP’LİYDİ’
Anne Hayriye Telek, şunları söyledi:
“Çok çaresizim. Bana bu konuda yardım edin. Allah rızası için kim götürdüyse bana bir cevap versinler. Ben kızımı böyle büyütmedim. O çok akıllı, edepli bir çocuktu. Annecim, her ne yaşadıysan, her neredeysen dön. Ben sensiz yapamıyorum. İğneyle ilaçla ayakta duruyorum. Kızım çok koyu Erdoğan ve Davutoğlu hayranıydı. Koyu Ak Partiliydi. Oy toplamak için akrabalarını dolaşırdı. Başbakan’ın mitinglerinde ön saflarda yerini alırdı. Ne olur kızımı kurtarsınlar.”
‘AZERBAYCAN’DAN ABLALAR VAR’
Berfin’in en son 29 Haziran günü bir arkadaşına mesaj gönderdiğini anlatan Hayriye Telek, bu mesajda kızının bulunduğu yerde televizyon ve telefonun olmadığını, günde 2 saat elektriğin olduğunu ve telefonu da o sürede kullanabildiğini, rahat olduğunu, bol bol ahiret için çalıştıklarını, mutlu olduğunu belirttiğini anlattı. Annesinin anlattığına göre Berfin bu mesajında şunları yazdı:
”Burada şirk yok, küfür yok, tağut yok, yandaşlar burada. Allah’ın hükümleriyle hükmediliyor. Burada insanlar çok zor durumda yaşıyor. Ama hiçbiri şikayetçi değil, üzgün değil. Burada her ülkeden her ırktan insanlar var. Evlerini ailelerini bırakıp gelmişler. Size ara ara yazacağım, ama telefon çektiği zamanlarda. Bu numarayı kimseye verme G. Ben kimseye haber vermeden geldim. Polise falan haber verip kimseyi rahatsız etmesinler. Ben onlara söyleseydim engel olurlardı. O yüzden bilmiyorlar. Burada çok rahatız Azerbaycan’dan ablalar var.”