Soma faciası davasının ikinci duruşması Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılıyor.İşçi ailelerinin de hazır bulunduğu duruşmaya,mahkeme başkanının ‘“Merhum işçinin neyi oluyordunuz?” sorusu üzerine salonda “Annesiyim…, kardeşiyim…, dul kalan eşiyim…, babasıyım…” gibi verilen cevaplar damgasını vurdu.
8 tutuklu, güvenlik gerekçesiyle farklı güzergahtan, gece yarısı Akhisar İlçesi’ne getirildi. Tutuklular, duruşma salonuna çevrilen kültür merkezinin arkasına yapılan özel demir nezarethanede tutuldu. Maden faciasında ölen işçilerin birinci derece yakınları, kimliklerini gösterip içeriye girdi.
Duruşma salonu dışında kalan bazı madenci yakınları, güvenlik güçlerine tepki gösterdi. Avukat Can Atalay, salon dışında kalanlara seslenerek, mahkeme heyetinin vereceği aranın ardından madenci yakınlarının içeri alınması için ellerinden geleni yapacaklarını kaydetti.
Acının bu kez mahkeme salonunda yankılanması,Soma faciasının ne kadar büyük bir insanlık suçu olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koydu.
Duruşmada, ölen işçilerden Ali Kavak’ın eşi, “Eşim 3 günlüktü, 3 günlük” diye bağırdı. Bu sırada oğlunun adını söyleyen bir başka anne “Ben yavruma doyamadım, kuzuma doyamadım” diyerek gözyaşı döktü. Ölen yakınlarının adlarını söyleyen yakınlarından bazıları “Canımız çok yanıyor”, “İki işçinin yakınıyım. İki şehit verdim”, “37 günlük evladım yetim kaldı”, “Benim kocam çocuğunu göremedi”, “Benim çocuğum yandı onlar da yansın” dedi.
Ölen işçilerden Uğur Çolak’ın babası, sanıklara doğru bakarak, “Bunun hesabını hem bizim, hem de Allah’ın önünde veremezsiniz” diye bağırdı. Bir başka anne “Biz nasıl ağladıysak onlar da ağlasın” diye konuştu.Bu esnada 2 madenci yakını fenalık geçirdi. Fenalık geçirenlere sağlık ekipleri müdahalede bulundu.