Tayyip Erdoğan’ın bugün yapmış olduğu “ben de bir çobanım” açıklaması akıllara son Osmanlı padişahı Vahdettin’in kimi kaynaklarda Rauf Bey’e (Orbay) söylediği iddia edilen sözleri akla getirdi.
Rauf Orbay’a ait bu anıyı Cemal Kutay Bilinmeyen Tarihimiz kitabında şöyle anlatır:
Fakat Vahdettin bu heyecan ve ümit ummanından nasipsizdi. Gözleri yarı kapalı, aynı şeyi tekrar ediyordu. Korku yüreğinde yer etmişti. – Tekrar ediyorum akıl için yol birdir. Vaziyet meydandadır. İsterlerse yarın Ankara’ya girerler.. dedi. Bu adamın endişelerini yenmenin ve ıslahın mümkün olmadığını bilmekle beraber kendimi tutamadım. – Müsaade buyurun, dedim. Misaki Milli ile tespit edildiği veçhile hilafet ve saltanat makamı ile memleketin kurtarılması mücadelesi yapılmaktadır. Eğer bizleri milletin mümessilleri addediyorsanız, milletin sizden istediği, Meclis kararı olmadan herhangi bir milletlerarası vesikayı imzalamamanızdır. Aksi takdirde istikbali çok karanlık görüyoruz. O kadar ki akıbetin ne olacağı şimdiden kestirilemez. Vahdettin bu sözlerin üzerine sinirlendiğini açıkça belli eden bir tavırla oturduğu yerden kalkıp bakışlarını üzerime dikti: – Rauf Bey … dedi. Bir millet var koyun sürüsü… Buna bir çoban lazım. O da benim. Bu ibret tablosu önünde gayri ihtiyari dudaklarımda hazin bir tebessümün dolaştığını hissettim. Bu adam bana bu sözleri Bahriye Nazırı olarak bulunduğum son İzzet Paşa kabinesini, Ahmet Rıza Bey’le beraber tazyik ettikleri zaman, tuttukları yolun, kabinenin istifası ile memleketi yeni bir krize sürüklemekten başka netice vermeyeceğini söylemek için Sadrazam İzzet Paşa ile beraber geldiğimiz zaman bir daha söylemişti. Demek ki Vahdettin’e göre millet koyun sürüsü idi, kendisi de sürünün çobanı.
Turgut Özakman ise Vahdettin, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele kitabında bu diyaloğu şöyle anlatıyor:
Vahdettin: Bu adamlar (İngilizler) her şeye cüret edebilirler! Meclis’teki sözlerinize ve hareketlerinize dikkat ediniz!
Vehbi (Çelik): Efendimiz, onların kudreti milleti yıldıramayacaktır. Millet azimlidir, kararlıdır. Hakkın yardımıyla haklarından gelecektir. milletiniz memleketi de, sizi de kurtaracaktır. müsterih olunuz, padişahım.
Vahdettin: Hoca! Hoca! Dikkatli olun! Bu adamlar, her istediklerini yaparlar!
Mecdi (Tolun): Padişahım, bu kâfirlerin kudreti zahiridir, şu gemilerin top menzili dışına çıkamaz. Senin milletinin yüreği, onların demirinden metindir. Millet, istiklali uğruna giriştiği mücadeleden muhakkak muzaffer çıkacaktır. endişe buyurmayınız.
Vahdettin: Hoca, vaziyet meydanda! Hadiseler ortada! Bu adamlar isterlerse yarın Ankara’ya giderler!
Rauf (Orbay): Efendimiz, biz huzurunuzda milleti temsilen bulunuyoruz. Millet, haysiyet ve istiklale aykırı bir kaydı kabul etmemeye kesin kararlıdır. Eğer milletlin hislerine tercüman olduğumuza kani iseniz, arz ediyoruz ki milletin sizden ricası, haysiyet ve istiklale aykırı bir antlaşmaya ve sözleşmeye imza koymamanızdır. Aksi takdirde istikbali çok karanlık görüyoruz.
Vahdettin: Rauf Bey, millet koyun sürüsü! Bu sürüye bir çoban lazım! İşte o da benim!