Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hocası Kadir Mısıroğlu’nun başyazar olduğu Yeni Söz gazetesi, bugünkü manşetinden çarpıcı bir iddiayı gündeme taşıdı. Gazetenin haberine göre, 1 Haziran 2016’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakanlar Kurulu aldığı bir kararla NATO’ya “Türkiye’ye müdahale izni” verdi. Gazete haberinde, “FETÖ’cü yazarların o dönemdeki analizler incelendiğinde 15 Temmuz’u yapan hainlerin de bu karardan cesaret aldıkları ortaya çıktı.” diye yazdı. Erdoğan ve Hükümetin NATO’ya Türkiye’ye müdahale etmesi için aldığı kararın hala yürürlükte olduğunu öne süren gazete, bu kararın derhal kaldırılması gerektiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Yeni Söz gazetesinin manşetten verdiği haber şöyle:
“24 Mayıs 2016’da Başbakan olarak göreve başlayan Binali Yıldırım, bir gün sonra Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ilk kez Bakanlar Kurulu’na, bir sonraki gün ise MGK’ya katıldı. Dışişleri Bakanlığı, bu MGK’da Bakanlar Kurulu’na bir NATO teklifi sundu. Teklifi 30 Mayıs’ta karara bağlayan Bakanlar Kurulu’nun sunduğu teklif, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onaylamasıyla 1 Haziran 2016’da Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. 5 bölüm halindeki 24 maddeden oluşan karar ile “Türk askerlerinin yurt dışında; NATO askerlerinin ise Türkiye’de ‘TBMM kararı’ olmadan konuşlandırılmasına” izin verilmiş oldu.
TEMELLERİ 2014’E DAYANIYOR
NATO’ya Türkiye’ye elini kolunu sallaya sallaya girme hakkı veren karar NATO’nun 2014’te Galler Zirvesi’nde kabul ettiği bir eylem planına dayanıyordu. Bu eylem planında NATO “çatışma çıkan bölgelere 48 saat içinde müdahale etme”yi ve uluslararası bir güç oluşturmayı kabul etmişti. Türkiye’deki Bakanlar Kurulu da NATO’nun Galler’de kabul edilen eylem planına dayanarak teklifi kabul etmişti. Karar ABD’nin “dost ve müttefik” olarak kabul edildiği, NATO’nun ise koruyucu bir güç olarak görüldüğü dönemde alınmıştı. Ancak kararın yanlış olduğu 15 Temmuz’da ayan beyan anlaşılmıştı. Zira 15 Temmuz’un arkasında ABD ve NATO vardı.
Bakanlar Kurulu’nun ‘Çok yüksek hazırlık seviyeli müşterek görev kuvvetinin faaliyetine ilişkin esaslar’ kararı Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra FETÖ’cü kalemler devreye girip şunları yazar: Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç o günlerde tırmanışa geçen terör saldırılarını gündemine taşıdığı yazısında “NATO, Güneydoğu’ya müdahale eder mi?” diye sorup cevap olarak da NATO’nun Türkiye’ye müdahale edebileceğini yazmıştı. Ekrem Dumanlı “Ya adam gibi gider. Ya da gitmek zorunda kalır” derken diğer Zaman yazarı Lale Kemal ise “Türkiye’deki tehlikeli gidişata artık dışarıdan müdahale ile “dur” denilebilir. Bu “dur” deme hali ise bizim kara gözümüz karakaşımız için değil, Türkiye’nin, Allah vergisi coğrafi konumu ve NATO üyesi olması sebebiyle, “otoriterleşmesine” izin verilmeyecek olmasından kaynaklanabilir” diye yazmıştı
MECLİS NEDEN ARADAN ÇIKARILDI
Karar özetle “ülkede kaos çıkması durumunda, ‘çatışmayı önlemek’ maksadıyla NATO’nun ‘Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Kuvveti’ni hiçbir izne ihtiyaç duymadan 48 – 72 saat içinde bölgeye göndermesinin önünü açıyordu. Bu müdahale için TBMM’den onay beklenilmesi halinde, sürecin “tehlikeli” şekilde uzaması ihtimaline binaen, Meclis devre dışı bırakılmıştı. NATO bu kararla kara, deniz ve hava personelinden müteşekkil 5 bin kişilik tugayı 48 saat içinde istediği yere indirme hakkı elde ediyordu. Hatta akabinde 5 ile 7 gün içinde 10 bin kişilik iki tugay daha gönderebilme hakkına sahipti. Türkiye’de bir çatışma çıksa, Suriye veya Irak’tan Türkiye’ye kaosa yol açabilecek bir saldırı gelse, 5 gün içinde 15 bin “Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Kuvveti” de NATO kararıyla gelebilecekti.
DARBE, KAOS VE İŞGAL PEŞ PEŞE GELECEKTİ
Küresel iblislerin tasmalı köpeği FETÖ, 15 Temmuz gecesi darbe görünümü altında ülkede kaos çıkarmak ve işgalin önünü açmak için Türkiye’ye içeriden saldırdı. Saldırı planında Reis-i Cumhur Erdoğan için “ölüm” emri verilmişti. İngiltere, Güney Kıbrıs’ta 5 bin kişilik özel kuvvetlerini konuşlandırmıştı. ABD devşirmesi yabancı paralı askerlerden müteşekkil 30 bin milis gücünden müteşekkil YPG terör örgütü Suriye sınırında hazır bekliyordu. Teröristler hain kalkışmanın merkez üslerinden olan İncirlik’ten kalkan helikopterlerle Türkiye’ye taşınacaktı. Türkiye’nin İran ile Akdeniz sınır hattı FETÖ’cü komutanlara emanetti. Darbe girişimi başarılı olsaydı, bu kararı gerekçe gösteren NATO, ABD ve İngiliz kuvvetleri Türkiye’ye girecekti.”