AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sene de geleneği bozmadı. BM kürsüsünden İsrail’i sert sözlerle eleştirdi. Filistin topraklarının yıllara göre ilhak edildiğini gösteren haritayla ve bol hamasetle Tel Aviv’e yüklenen Erdoğan, “İsrail’in ilhaklarına ses çıkarmayan BM ne işe yarıyor?” diye sordu. Tel Aviv’den yanıt gecikmedi; İsrail Başbakanı Netanyahu Erdoğan’a, “Erdoğan İsrail’e vaaz vermemeli. Erdoğan, yalan söylemeye son ver” dedi.
Perde önünde sürdürülen siyasi çekişmeye, içeride ve dışarıda yapılan sert eleştirilere rağmen AKP döneminde İsrail’le olan ticari, askeri, ekonomik ilişkiler artarak devam ediyor. Davos’taki “one minute” krizinden bu yana, yaklaşık on yıldır Tel Aviv’de büyükelçi bulundurulmasa da her türlü alışverişin kesintisiz devam ettirilmesi, AKP iktidarının samimiyetsiz dış politikasının somut göstergesi oldu.
İHRACAT YÜZDE 200 ARTTI
İsrail ile dış ticaret hacmi 5.6 seviyelerine ulaşan Türkiye’nin bu ülke ile ihracatı 2014’den bu yana yaklaşık yüzde 200 arttı. İthalatta ise bu artış yüzde 140 seviyelerinde. Üzerinden on yıl geçen Davos’taki “One minute” çıkışı, 350 bin dolar seviyesinde olan İsrail’den silâh/mühimmat ithalatını artırdı. Silah ithalatı, 2010’daki Mavi Marmara olayından sonra da 100 kat artışla 5 milyon doları buldu.
JEST ÜSTÜNE JEST
Davos’taki “one minute” çıkışı sonrasında İsrail’e Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu üyeliği kıyağı sunuldu. Yine Mayıs 2010’da, tek Müslüman üye Türkiye’nin vetoyu kaldırmasıyla İsrail, OECD’ye alındı. Ve ilk kez İsrail Cumhurbaşkanı Ankara’ya dâvet edilerek TBMM’de alkışlarla karşılanıp konuşturuldu. NATO’da üyeliği olmayan İsrail’e genel merkezde daimi bir ofis tahsis edilmesini de Mayıs 2016’da Türkiye’nin vetosunu kaldırarak AKP sağladı. Netanyahu, “İsrail’in güvenliği için çok önemli adım” diyerek Türkiye’ye teşekkür etti.
MAVİ MARMARA’YI ONA SORMAYINIZ
9’u Türkiye vatandaşı 10 kişinin öldürüldüğü, 60 kişinin de yaralandığı Mavi Marmara saldırısı da iki ülke ilişkilerinde kritik eşik oldu. Ankara İsrail’i bir kez daha ‘terör devleti’ olarak tanımladı; fakat ardından 2016 yılında Mavi Marmara Anlaşması’nı imzaladı. Söz konusu anlaşmanın ilk maddesinde, Mavi Marmara için toplam 20 milyon Amerikan dolarının ‘tazminat olmayıp bağış olduğu’ peşinen deklâre edilirken, ‘İsrail hükûmetinin, hiçbir cezâ ve hukukî sorumluluk taşımayacağı’ teminatı verildi. Üstelik söz konusu tazminatı henüz alamayan aileler var. Açılan davalar hâlâ sürerken, 2016 yılında Erdoğan çark edip saldırıya ilişkin “Oraya giderken dönemin başbakanına mı sordunuz?” dedi.
Haber:BirGün