Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin dış politikasını eleştiren Abdullah Gül’e sert çıkarak “kuru sıkı göndermelerle bu işler olmuyor” dedi.
İstanbul Dostluk Derneği tarafından düzenlenen iftar programında Erdoğan’dan önce sahneye çıkan Gül, Türkiye’nin dış politikasını eleştirerek bu politikaların bir daha gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Gül’ün hemen ardından kürsüye çıkan Tayyip Erdoğan ise Gül’ün yüzüne, “Kuru sıkı gönderme yapmakla bu işler olmuyor.” dedi.
Gül’e ağır bir dille yanıt veren Erdoğan ayrıca “İhanet edenler, hırsına yenik düşenler, korkanlar, egolarının kurbanı olanlar çıktı. Onları oldukları yerde bırakıp yolumuza devam ettik.” İfadelerini kullandı.
İstanbul Dostluk Derneği tarafından düzenlenen iftar programına Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan katıldı.
İftar yemeği sonrası kürsüye önce Abdullah Gül çıktı.
Türkiye’nin dış politikasını eleştiren Gül, “Mısır’dan Libya’ya ilişkilerimizi geliştirmeliyiz, tekrar Türkiye’nin ilham olacağı bir duruma gelmeliyiz. Ortadoğu politikamızı gözden geçirmekte fayda var” dedi.
VE ERDOĞAN SAHNEDE
Gül’ün ardından kürsüye bu kez Erdoğan çıktı. Gül’e çok ağır sözlerle yüklenen Erdoğan, “Siyasi hayatımızdan yüzlerce siyasetçi geçmiştir. Bunların bir kısmı hala hayırla anılıyor. Bir kısmı ise pek hayırla anılmıyor” ifadelerini kullandı. Erdoğan konuşmasını sertleştirdikçe Abdüllah Gül’ün yüzünün asıldığı ve salonun buz kestiği görüldü.
‘İHANET EDENLER, HIRSINA YENİK DÜŞENLER…’
“Tutkalı muhabbet olan büyük ve güçlü Türkiye hareketine yürekten inanıyoruz. Vefa bu hareketin mihenk taşıdır” diyen Erdoğan, ihanet göndermesinde de bulunarak “İhanet edenler, hırsına yenik düşenler, korkanlar, egolarının kurbanı olanlar, nefesleri kesilenler elbette çıktı. Onları oldukları yerde bıraktık ve biz yolumuza devam ettik.” şeklinde konuştu.
Erdoğan şunları söyledi:
“İhanet edenler, hırsına yenik düşenler, korkanlar, egolarının kurbanı olanlar çıktı. Onları oldukları yerde bırakıp yolumuza devam ettik.
Ömrünü sadece çelme takmaya, engel çıkarmaya, bozgunculuğa adamış birçok çevre var. Aynı şekilde tüm umudunu darbeye, provokasyona, manipülasyona, iç ve dış vesayet odaklarının baskılarına bağlamış olanlar var. Yürümediler mi Yürüdüler. Cübbeleriyle yürüyenler oldu. Neticesi ne oldu Koskoca bir hiç ve onlar mahcup oldu, onlar mağlup oldu. Halkı arkasına alanlar, halkın çizdiği istikamette gidenler, hakka teslim olanlar galip oldu. Bizse bugüne kadar her ne yaptıksak işte bunlara rağmen yaptık.
KURU SIKI GÖNDERME YAPMAKLA OLMUYOR
Son 12 yılda çok büyük işler başardık. Ülkeyi istikrara ve güvene kavuşturduk. Komşumuzda olan olaylar çok manidardır. Hatta onları örnek almak suretiyle hatta onları mitinglerine getirebilme anlayışıyla onlardan medet umanlar oldu. Devlet anlayışı bu değildir. Devlette devamlılık esastır. Kuru sıkı gönderme yapmakla bu işler olmuyor.
Biz de IMF’ye 23 buçuk milyar dolar borçla devraldık bu ülkeyi sıfırladık ve biz IMF’ye borç verecek ülke konumuna geldik.
Avrupa’da Nazi döneminden beri yaşanan en korkunç katliama Srebrenitsa’da şahit olduk. Barış gücü askerlerinin gözleri önünde Srebrenitsa’da 8 binden fazla Boşnak öldürüldü, kadınlara tecavüz edildi. O gün Bosnalı kardeşlerimiz hangi sıkıntıları yaşadıysa, daha fazlasını biz burada yaşadık.
Bugün bizlere düşen tarihten ders alarak benzer dramlar yaşanmadan geleceği inşa etmektir.”
GÜL NE DEMİŞTİ
Abdullah Gül, Erdoğan’ın da dinlediği konuşmasında şunları söylemişti:
“Henüz Ortadoğu’da Filistin meselesi çözülmemişken, kalıcı barış sağlanmamışken, İslam ülkelerinin kendi kendini tüketiyor olması gerçekten çok acıdır. Bu bakımdan inanıyorum ki; Türkiye olarak bu ülkelere yardımcı olmak durumundayız. Bunun için de şüphesiz ki; hepsiyle ilişkimizi geliştirmeliyiz. Libya’dan Mısır’a kadar, Yemen’den bütün Körfez ülkelerine kadar, nasıl bir zamanlar onlara ilham olduysak, yeniden bu ülkelere ilham olucu, yol gösterici olacağı bir duruma gelmek gerekir. Bu anlamda açıkçası, Ortadoğu ve Arap politikalarımızı daha gerçekçi bir şekilde gözden geçirmenin de faydalı olacağı kanaatindeyim. Çünkü bölgede başka bir gelişme de söz konusu. Büyük bir kaos ortaya çıkarsa, bu kaosun içerisinden çıkacak, hiç tahmin etmediğimiz sürprizlerle karşı karşıya kalabiliriz.”