ERDOĞAN’DAN TEPKİ ÇEKEN SANATÇI ZİYARETİ YORUMU;SADECE KLARNET VARDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP’nin Aydın 6. Olağan İl Kongresi öncesin de salonun dışında halka hitap etti. Erdoğan, sanatçılarla birlikte Hatay’da sınır karakoluna yaptığı ziyarete değinerek Kılıçdaroğlu’nun eleştirilerine yanıt verdi. Erdoğan, Hatay’da kongresinin olduğu zaman sanatçı, sporcu ve yazarlarla haberleşerek Reyhanlı’ya geçtiğini ifade ederek, “150 kadar sanatçımızla Reyhanlı’da beraber oluyoruz. Bay Kemal çıldırdı ‘sizin orada ne işiniz var, sizin onlarla beraber bulunmanızı ben anlamam’ diyor hakaret üstüne hakaret. Bay Kemal, ofisi söyle de sanatçılarımız senden izin alsınlar bari. Ya sen bizimle beraber Mehmetçiği moralize etmeye çalışan, onlarla beraber bütünleşmeye çalışan o sanatçılarımıza bu hakaret yetkisini nereden aldı. Senin yapman gereken acaba şu ana kadar bu cephelerden hangisine gidip te askerimizle beraber oldun” dedi.

“BİZİM ÇILGIN, HAYATINDA BÖYLE BİR ŞEY YAŞAMAMIŞ”

Erdoğan, sanatçıların zaman zaman askerle, orduyla bir araya geldiğini ve onlara moral verdiklerini belirterek, “Bizimki çılgın ya, hayatında böyle bir şey yaşamamış. Bir de ‘davul, zurna, klarnet’ diyor. Ne davulu ne zurnası sadece orada klarnet ve sadece ordumuzun değişik kışlalarında Sayın Kabaklı’nın her zaman söylenen ordugah ve orduyla ilgili gayet güzel bir türküsü vardır, o. Hatta onunla yetinmedik ‘ya Esat kardeşim sen bir de şu senin meşhur Er Meydanı’nı söyle’ dedik. Bay Kemal er meydanına sen gelemezsin zaten er meydanına er olanlar gelir. Tatlıses uçakta duydum ki ‘Yaylalar’ı söylemiş. Tatlıses güzel şeyler ilave etmiş, olayı aldı Afrin’den döndü Münbiç’e gitti ve bir de Münbiç’ten döndü. Bu bir heyecandır, aşktır ama bu aşk, bu Kemal’de yok” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, “Toplanmışlar bir grup, güruh, davul, zurna, klarnet şarkılar türküler… Merak ediyorum, bu rezil adamlar ve onları oraya götüren adam, sen, eğer yüreğin yetiyorsa bir Afrin şehidinin evinin bulunduğu sokaktan geç, ‘Yaylalar’ türküsünü söyle bakalım” demişti.