MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın gündeme bomba gibi düşen açıklamalarda bulundu.
MHP’li Yalçın, “Cumhurbaşkanını vatana ihanetten yargılayacağız. Bakanlar, bakan çocukları, bütün avanesi… En büyük vaatlerimizden biri bu” dedi.
Yeni çağ Gazetesinden Selcan Taşçı ile yaptığı röportajdan ilginç bölümler şöyle;Prof. Dr. E. Semih Yalçın için, uzun süredir MHP lideri Devlet Bahçeli’nin en yakınındaki isimlerden biri. Üç dönemdir, önce teşkilatlardan, şimdi de medya, halkla ilişkiler ve tanıtımdan sorumlu olmak üzere Genel Başkan Yardımcısı olarak Başkanlık Divanı’nda. Gaziantep Milletvekiliydi; bu seçimde İstanbul’a transfer edildi. O zaten, “Her Sivaslı gibi yarı İstanbullu” görüyor kendini:
– Sivaslıların çoğu gibi bizim Gemerekli akrabaların da büyük bölümü şu an İstanbul’da. Baba tarafım Selimiye, anne tarafım da Göztepe civarında. İyi bir aile çevrem var burada.
– Var mı “İstanbul’a özel” projeler?
– Olacak. “Kozmopolit şehir” diye, yereldeki problemlerle ilgilenmezseniz koca bir köy haline getirirsiniz ki iktidar öyle yapmış. Biz siyaseten her iki noktadayız; hem genel siyasette iddialı adaylarımız var hem de yerel yönetim tecrübesine sahip, İstanbul’un meselesini bilen, müstakil projeleri olan adaylarımız…
KOALİSYON YOK, HEDEF İKTİDAR
“MHP koalisyona mı hazırlanıyor?” Hem televizyon kanallarında hem gazete sayfalarında sıkça soruluyor bu soru şu ara… Ve hatta “öyle olduğundan emin” yorumlar da duyuyoruz bolca…
Kısa ve net “MHP iktidara kilitlendi; iktidara kilitlenen bir siyasi hareketin böyle güdük bir hedefi olabilir mi” diye soruyla cevap veriyor soruya;
– Bu söyleyenlere şunu soralım: MHP’den AKP’ye eleştiri kesildi mi? Hayır, tam tersi. HDP-AKP çoğu konuda anlaşmışlar. CHP de çözüm sürecinde onlarla uzlaşma sağlayabiliyor. Bu üçüne karşı, ifade edilen bu varyasyonların dışındaki tek parti MHP aslında. Sadece “doğmamış çocuğa entari biçmemek” yahut “koalisyon 8 Haziran’ın konusu” diye değil çok daha önemli bir nedeni daha var MHP’nin “AKP ile koalisyon” iddialarına karşı çıkmasının:
– Biz AKP’yi yargılayacağız. Millete söz verdik. Seçim beyannamemizin en vurucu yeri buydu aslında. Havuz medyasının işine gelmemiştir; diğerleri de baskıdan korktu herhalde; bu kısmı öne çıkarmadılar. Hatta sakladılar. Oysa Genel Başkanımızın konuşmasından ilk çıkan sonuç şuydu: İktidara geldiğim gün Cumhurbaşkanını vatana ihanetten yargılayacağım!
– Var mı bunun somut, hukuki, teknik bir hazırlığı?
– Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu üzerinden yapacağız. Bakanlar, bakan çocukları, bütün avanesi… En büyük vaatlerimizden biri bu. Bunu niye öne çıkarmadılar bilmiyorum.
ÇÖZÜM SÜRECİNİ KESİP ATACAĞIZ
– Fazla “gerçekçi” bir dil kullanıyorsunuz. “Onarım” söylemi mesela, “eyvah yine mi kemer sıkacağız” algısı yaratır da geri teper diye endişelendirmiyor mu hiç sizi?
– Anlatacağız bunu. Bunun vatandaşla alakası yok ki… “Cumhurbaşkanı çocukları, bakan çocukları yargılanacaklar” diyoruz. Çözüm sürecini kesip atacağız. İmralı görüşmelerine katılanların hepsi yargılanacak. Yasayı değiştirdikleri için azade olduklarını zannediyorlar. Sorarım; 32 yıl sonra 12 Eylül’ü yapan zorbalar, generaller nasıl yargılandı? İntikam peşinde değiliz. Milleti rahatlatacağız. Kürt vatandaşımız da bundan rahatsız olmaz. Terörü ülkede daha büyük bir terör yaratarak değil, yolsuzluğu daha büyük bir kaosla değil, hukukla, toplumu bölmeden, germeden bitireceğiz. “Toplumsal Onarım, Devlet ve Yönetim Reformu”, “Üreten Ekonomi Programı”, “Yoksullukla Mücadele”, “Terörle Mücadele ve Milli Birlik” ; bu vizyonla ama her aşamasında toplumu rahatlatmayı esas alan bir anlayışla talibiz iktidara. Çok yara aldı toplum AKP iktidarında, sadece müessesenin onarımı değil milletin yeniden inşası da dahil buna. Zihinlerin de onarımı gerekli.
MHP beyannamesinin en dikkat çekici başlıklarından biri de cemevlerine devlet yardımını da içeren “Alevi paketi” ; “Sünni-Alevi kavgası olmaksızın rahatlatıcı bir ortam yaratmak” olarak özetliyor Yalçın niyetlerini:
– Alevi dediğin bizim; farklı bir yapı değil. Bizim… Bağrımızdan çıkmıştır. O halde iktidara talip bir partinin bu insanların serzenişlerini, seslenişlerini duyması gerekir. Kaldı ki, biz bunu ilk defa beyannamede dile getirmedik. 2008’den bu yana, MHP çok geniş vaatler zincirinde bulundu. Burada tek hassasiyetimiz cemevi-cami tartışmasına girilmemesi. O mezhep tartışması olur. Bunu istemiyoruz. Alevi vatandaşlarımız Diyanet’te temsil hakkı istiyorsa, vereceğiz.. Ben her kesimle bir ve bütün olmak istiyorsam Alevi İslam inancına sahip insanları nasıl öteleyebilirim. Aynı şekilde Kürt de benim Kürt’üm; ben de Kürt’ün Türk’üyüm. Bu bakış açısıyla, temel istekleri yerine getirmek zorundayız, biz de öyle yaptık.
– Gittiniz mi cemevlerine?
– Gideceğim. Özellikle de ben gideceğim. Dedemin evi Sivas’ta Ali Baba Mahallesi’nin girişindeydi. Biz beraber büyüdük… Onlar beni iyi tanırlar, ben de onları; hiç sıkıntımız olmadı, olmaz. Ayrıca müezzin ve imamlarımızla da buluşacağız; talep kendilerinden geldi. Bu da çok hoş…
– Var mı Alevi adayı MHP’nin?
– Var. Daha önce de oldu. Bunu vurgulamıyoruz çünkü doğal olan bu; olağanüstü bir şey değil ki…
– Sanırım ilk defa bu kadar yoğun “birey” vurgusu var MHP’nin söyleminde…
– Millet demekten vazgeçmiş değiliz. Modern, özgür birey milleti asilleştirir, kalkınmasını sağlar, o ayarda bir atıf bu
HDP KARŞITLIĞI TUZAK
– “Kürtçülüğe karşı tepki” nin etkisi mi bu yükselme?
– Bu eşleştirme bize rahatsızlık veriyor. MHP’ye HDP karşıtlığı üzerinden rol biçilmesi, HDP ile birlikte anılmasını sağlayarak topluma ’Bunlar marjinal, ülkeye zarar verirler’ dedirtmek için kasıtlı olarak tasarlanan bir oyun. MHP o noktada değil….