CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu, 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının yürütüldüğü sırada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’in damadı Berat Albayrak ve eniştesi Ziya İlgen’in de ortak olduğu bazı şirketlerde işlem hareketlerinin gizlendiğini söyledi.
Aykut Erdoğdu, partisinin il başkanlığında, ‘Recep Tayyip Erdoğan ve ailesinin yolsuzluk bağlantısı’ başlıklı bir basın toplantısı düzenledi.
ERDOĞAN’IN ENİŞTESİ ZİYA İLGEN’İN ŞİRKETİ KAMU KAYNAKLARINA ZARAR VEREN İŞLEMLER YAPTI”
Yolsuzluk araştırmalarında işlemlerinde karışıklık olan 3 şirketle karşılaştıklarını belirten Erdoğdu, şunları söyledi:
“Bunlar Ar Enerji, Zirve Holding ve Pover Trans şirketleri. Bu şirketleri incelediğinizde çok karışık işlemler yapıldığını gördük. Bir kısmı özellikle 17-25 Aralık soruşturmasının dinlemesinin yapıldığı dönemlerde gizlenmiş şirket hareketleriyle karşılaştık. Bu şirket hareketleri içerisinde Berat Albayrak, Remzi Gür, Fatih Baltacı, Fettah Tamince, Cemal Kalyoncu, Ziya İlgen gibi birçok dosyada karşımıza çıkan simler gördük. Berat Albayrak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı. Ziya İlgen ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eniştesidir. Özellikle karşımıza çıkan Ar Enerji’nin ortakları arasında Ziya İlgen vardır. Ar Enerji’yi Türkiye’de iki temel yolsuzluk alanında tespit ettik. Bu şirket bir süre sonra Kalyoncu ailesinin hisselerini alarak Ar Enerji şirketi kurulduktan sonra tam bu yolsuzluk tapelerinin kayıt zamanında yani 17-25 Aralık soruşturmasının devam ettiği sırada Ar Enerji önce Ayyıldız şirketi oluyor. Daha sonra da Zirve A.Ş oluyor. Zirve A.Ş, ATV – Sabah fezlekesinde adı geçen 630 milyon dolarlık rüşvetin kasa şirketidir. Ve bu Zirve A.Ş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eniştesine ait olan Ar Enerji şirketini almıştır. Bu şirket hareketleriyle Ziya İlgen doğrudan ATV ve Sabah’ın satışı için 3. Havalimanı müteahhitlerinden ağırlıklı olarak toplanmış olan 630 milyon dolarlık rüşvet işlemlerine karışmış bulunmaktadır. Ar Enerji, sadece Zirve A.Ş ile ilişki içerisinde değildir. Bir diğer ilişkisi Socar’ın Türkiye şubesidir. Socar şirketi Azerbaycan devletinin petrol ve doğalgaz şirketidir. Ve Socar Türkiye diye bir şirket kurulmuştur. Socar Türkiye şirketinin ortakları arasında Ziya İlgen’in de ortaklık ettiği Ar Enerji şirketi bulunmaktadır. Socar Türkiye şirketi üzerinden ve Azerbaycan’la olan doğalgaz ve petrol şirketi işlemlerinde Türkiye’nin milli çıkarlarına zarar veren, Türkiye’deki imtiyazlara haksız bir şekilde aktarılan ve çok önemli miktarda kamu kaynaklarının kaybına yol açan işlemler yapılmıştır. Bu işlemlerin öncesi 2010’a kadar uzamaktadır.”
SAYIŞTAY’IN BOTAŞ RAPORUNDA BU TESPİTLER VAR
Türkiye’nin Azerbaycan ile 2001 yılında bir anlaşma imzaladığını ifade eden Aykut Erdoğdu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anlaşmaya göre Türkiye’nin Azerbaycan’dan alacağı petrolün, doğalgazı fiyatı 70 doların altına inemez, 120 doların üzerine çıkamaz. Eğer 70 doların altına inerse buna Türkiye katlanacak ve 70 dolar ödeyecekti, 120 doların üzerine çıkarsa buna da Azerbaycan katlanacaktı. Türkiye lehine başka anlaşma maddeleri de vardı. Mesela Türkiye aldığı doğalgazı ihraç etme hakkına da sahipti. 2010 yılında bu anlaşma Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından değiştirildi ve 120 dolar üst fiyat bandı bozuldu. Doğalgaz fiyatları o dönem 380-400 dolara çıktığı içinde bin metreküpüne 120 dolar ödememiz gereken doğalgaza 380-400 dolar ödemeye başladık ve bunu da geçmişe yönelik yaptılar. Geçmişe yönelik 1,5 yıl için Türkiye’nin katlanmak zorunda olduğu masraf 1.4 milyar dolardır ve bu anlaşma 20 yıllık. Bu benim tespitim değil Sayıştay’ın BOTAŞ ile alakalı düzenlediği raporlarda bu tespitler yer almaktadır. Azerbaycan’la yapılan anlaşmada yapılan değişiklik sonucunda 1,4 milyar dolar sadece 1.5 yıl için fazladan ödeme yağıldığı Sayıştay raporları ile tespit edilmiştir. Anlaşmanın tamamında yaklaşık Türkiye’nin zararı 10 milyar olacaktır. Doğalgaz fiyatlarına bağlı olarak bu zara inebilir veya çıkabilir. Ama bizim tahminlerimize göre bu anlaşmadan doğacak zarar 10 milyar dolardır. Ayrıca Türkiye’nin bu gazı alıp ihraca etme hakkı varken bu ihraç yetkisinden vazgeçmiştir. Türkiye’nin al ya da öde hükümlülüğünden doğan zararı bir ara 4 milyar dolara ulaşmıştır. Bu al ya da ödenenin yarattığı çaresizlik sonucunda da Türkiye’de termik ya da hidroelektrik santrallerden elektrik üretmemiz gerekirken doğalgaz santrallerine dönülmüş alamadığımız gazı Türkiye doğalgaz santrallerinde kullanmaya çalışmıştır.”
“BOTAŞ’IN 13 DOLARA TAŞIDIĞI DOĞALGAZI 90 DOLARA TAŞIYOR”
Aykut Erdoğdu, “Bugün Ziya İlgen’in ortak olduğu Ar Enerji ve Socar şirketi bağlantısı üzerinde şunu söyleyebiliriz ki, yurtiçinde bir kamu şirketi olan ve yurtdışında gaz taşıma tekelini elinde bulunduran BOTAŞ şirketinin 13 dolara birim maliyet olarak taşıdığı doğalgaz, yeni kurulan bu şirkete Socar, BOTAŞ’tan kurulan bu şirkete 90 dolar birim fiyattan taşıtılmaya başlanmıştır. Türkiye’nin bu işten edeceği yıllık zararın 500 milyon dolar olduğu hesaplanmaktadır. Anlaşmanın 15 yıllık olduğu düşünülürse 7.5 milyar dolar buradan ek zarar edilmesi söz konusudur” ifadelerini kullandı.
Erdoğdu, “Türkiye’nin milli çıkarlarını zedeleyen, Türkiye’nin en önemli imtiyazlarını haksız ve rekabetçi olamayan ihalesiz bir biçimde alan bu şirketleri Ziya İlgen ve Berat Albayrak üzerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın ailesi olduğu ve doğrudan ilişkili olduğu belgelerle ortaya çıkmaktadır. Benzer bir durum TÜRGEV’de de söz konusudur. Devletin, yürütmenin başı şeklinde görev yapan Recep Tayyip Erdoğan’ın isminin bu yolsuzluklarda geçmesinden biz de çok rahatsızız” dedi.
“TESPİTLERİM BELGELERE DAYANIYOR”
Tespitlerinin dedikodu olmayıp belgelere dayandığını ifade eden Erdoğdu, “Telekom, imar işleri, TÜRGEV, enerji işlerine baktığınızda ve bazı isimler var iş dünyasında. Bu isimlerin Recep Tayyip Erdoğan’ın temsilcisi olduğu söyleniyor. Ve Türkiye’deki en önemli işlerin altında bu şirketler çıkmaktadır. Kalyoncu şirketinin hissesinin yarısının Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğu yönünde bize söyleniyordu. Ziya İlgen üzerinden yüzde 50’lik hareketlere baktığımızda bu söylentinin doğru olması yönünde çok ciddi tespit ve delillerin ortada olduğu. Eğer İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 17/25 Aralık dosyasını kapatmasaydı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde AKP grubu Meclis soruşturmasını kapatmasaydı bu konuda net bilgi sahibi olacaktık. Şimdi hem o soruşturmayı kapatıyorlar hem de bizim bu bilgileri halkla paylaşmamızın önüne geçiyorlar. Benim hakkımda 3 milyon liralık tazminat davası var. Buna rağmen konuşmaya çalışıyorum ama konuştuğum kanalları kapatıyorlar. Halk bilgilensin istemiyorlar. Bunlar torunlarımızın bile başına bela açacak yükümlülüklerdir” diye konuştu.
Haber:SOL Gazete