Halkevleri Eğitim Hakkı Meclisleri üyelerince hazırlanan raporda, “Zengin ile fakir arasındaki eğitim harcamaları farkı 78 kat” ifadesine yer verildi.
Cumhuriyet’ten Ozan Çepni’nin haberine göre, 2015 yılında Türkiye’deki eğitim harcamalarının yüzde 52.3’ünü en zengin yüzde 10’luk kesim gerçekleştirdi. En yoksul yüzde 10’luk kesimin yaptığı eğitim harcaması ise yüzde 0.7’de kaldı.
Eğitim için yapılan harcamada iki kesim arasında 78 katlık bir uçurum oluştu. Yoksul aileler harcayabildikleri her 100 liranın sadece 40 kuruşunu eğitime ayırabilirken, en zengin yüzde 10’luk kesim ise 100 liralık harcamasının 4.8 lirasını eğitime harcayabiliyor.
Türkiye’deki en yoksul yüzde 10’luk kesimdeki aileler 2015 yılında aylık olarak ortalama 1.095 TL harcama yaptılar ve bunun da en fazla 4 lirasını eğitime ayırabildiler. En yüksek gelire sahip yüzde 10’luk dilimdeki aileler ise aylık ortalama 7.151 lira harcadılar ve bunun 343 lirasını eğitime harcadılar.
Sayısalda yoklar
Son 4 yıl içinde Anadolu imam hatip ve İmam hatip liseleri (İHL) özellikle matematik ve fen bilimleri alanında soru çözme grafikleri oldukça düşük. Fen bilimleri alanında soru çözme ortalaması 1’in altında olan liselerin oranı Anadolu liselerinde yüzde 66.47’ya, imam-hatip liselerinde ise yüzde 81.26’ya ulaştı. Soru çözme ortalaması 5’in üzerinde olan Anadolu liselerinin oranı yüzde 3.41, imam-hatip liselerinin oranı ise 0.
Eğitim cemaat ve tarikatlara devredildi
2014-2015 eğitim öğretim yılında MEB, Diyanet, dini vakıf, tarikat ve dernekler arasındaki ilişki ve işbirliği belirgin bir şekilde arttı. Başta TÜRGEV ve Ensar Vakfı olmak üzere İHH, ÖNDER, Zehra Vakfı, Furkan Vakfı, Hizmet Vakfı, Hayrat Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti gibi dini vakıfların devlet okullarında başta “değerler eğitimi”, imzalanan protokoller, ortak projeler olmak üzere çeşitli konularda ders ve seminer verebilmesinin, kendi yayınlarını dağıtabilmesinin, para toplayabilmesinin ve öğrencileri kurumlarında stajyer olarak eğitebilmesinin de yolu açıldı.
Halkevleri’nin önerileri ise şöyle:
-Çocuklarının her hangi bir cemaate muhtaç kalmaması için eğitim parasız kamusal olmalıdır.
-Eğitimin her kademesinin bilimsel ve laik esaslara göre kurulması gerekir. Bu yüzden Gülen Cemaati’yle birlikte bütün cemaat ve tarikat okulları kapatılmalıdır.
-Dinci vakıflara, derneklere eğitim alanından el çektirilmelidir. MEB tarafından Diyanet, dini tarikat ve yapılanmalarla her türlü protokol, işbirliği, ortak proje iptal edilmeli, kamu kaynaklarının bu yapılanmalara aktarılmasına son verilmelidir. Tüm eğitim kurumlarında din görevlilerine herhangi bir eğitim faaliyeti adı altında görev verilmesi yasaklanmalıdır.
-Bir cemaatin yerini başka cemaat ve tarikat kadrolarının yerleştirilmesini sağlayan, öğretmen olmanın tek koşulu olarak AKP’li olmayı dayatan sözleşmeli öğretmenlik ve mülakat sistemi kaldırılmadır. Eğitim emekçileri kadrolu, güvenceli istihdam edilmelidir.
-Binlerce öğrenci ve öğretmenin geleceğini karartan AKP/ FETÖ eğitim sistemi olan 4+4+4 kaldırılmalı, laik, bilimsel, kamusal esasları yok sayan yeni eğitim sistemlerinden vazgeçilmelidir.