Elektriğe yapılan son yüzde 5.7’lik artışın ardından her elektrik faturasından ‘pay’ alan TRT’nin yıllık gelirinde milyonlara liralık bir artış olacak. Ayrıca ülke için satılan tüm elektronik haberleşme cihazlarından bandrol ücreti adı altında aktarılan milyarlarca liraya rağmen her yıl zarar açıklayan TRT, buna kaynağı nasıl kullanıyor, neden zarar ediyor?
Fatih Altaylı, bütçesi BBC’den daha yüksek dediği TRT’deki işleyişi ve bu işleyen çark sayesinde birileri ihtya edilirken asıl hedeflenen şeyin aslında “propaganda makinasını güçlü tutmak” olduğunu vurguladı.
“Bandrol paralarını Ceylanpınar alsın” diyerek TRT’nin bandrol paraları ve elektrik faturaarında aldığı katkı payını alamaması gerektiğini savunan Altaylı’nın yazısı şöyle:
Biliyorsunuz, bu TRT, satın aldığımız her radyo ve televizyon benzeri elektronik aletten “bandrol ücreti” adı altında bir pay alır. Az buz sanmayın. Milyar lirayı aşan bir gelirdir bu.
Bu TRT, kullandığımız her watt elektrik için ödediğimiz paraya kendi adına bir pay ekler. Elektrik için ödediğimizi zannettiğimiz paranın yüzde 2’sini aslında TRT’ye veririz.
Ve tüm bu paralarda Türkiye’nin en büyük tüketme çiftliği oluşturur.
TRT’nin neredeyse Türkiye’deki tüm özel kanalların toplamına yakın bir geliri vardır.
Üstüne üstlük bir de reklam geliri elde eder. Onun da büyük bölümü kamu reklamlarıdır.
Yetmez, yıl sonunda zarar açıklar, bir de bütçeden bu zararı karşılamak için ekstradan para alır.
Şu kadarını söyleyeyim, TRT’nin bütçesi İngilizlerin yayın kuruluşu BBC’nin üzerindedir.
Peki büyük bir tüketim mekanizması haline gelmiş olan TRT bu kadar büyük gelirle ne yapar?
Anlatayım, akılalmaz değil, akıl dışı maliyetlerde diziler ve programlar yaptırır.
Özel televizyonların 1 liraya çektiği diziyi, TRT 2,5 liraya çektirir.
Bu yolla büyük bir kaynağı birilerine aktarır.
İktidarı destekleyen yapımcıları, iktidarı destekleyen oyuncuları ihya eder.
Tabii bu kadar para harcanıp, onlarca dizi ya da program yaptırılınca bunların bazıları da haliyle tutar.
Peki tutması ne işe yarar!
Özel sektör yayıncılarının batmasına.
Çünkü TRT kimsede olmayan kaynaklarla hareket ettiği için ticari düşünmez.
Önemli olan propaganda makinasını güçlü tutmaktır.
Bu yüzden de müthiş bir gayrı ahlaki ticarete, bir haksız rekabete dönüşür iş. Çünkü TRT bir yandan da reklam toplar. Özellikle kamu reklamlarını, kamu ile iş yapan özel sektörün mecburen verdiği reklamları. Trilyonları.
Piyasa koşullarında rekabet etmeye çalışan ve binlerce kişiye istihdam sağlayan özel radyo ve televizyonlar bu haksız rekabetin altında ezilirler. Binlerce medya çalışanı ya işinden olur ya da onurlu bir yaşama yetmeyecek maaşlara razı olmak zorunda kalır.
Hele hele iktidar yanlısı bir medya ortamında çalışmıyorsa.
Peki bunun bir çözümü var mıdır?
Medeni ülkelerin büyük bölümünde kamu yayıncıları rating ölçümüne katılmazlar.
Çünkü onların işi özel sektörle yarışmak değil, hizmet sunmaktır.
Dahası mesela BBC örneğinde olduğu gibi kamu yayıncıları reklam almazlar.
Çünkü zaten kamu kaynaklarından fonlandıkları için bir de reklam alarak haksız rekabetin parçası olmazlar.
Türkiye’de de olması gereken budur.
TRT ya elektrik payından ve bandrol gelirinden vazgeçmeli ya da ölçümden çıkıp reklam almayan bir kamu yayıncısına dönüşmelidir.