Her şey iki yıl evvel,Taksim Gezi Parkına müdahale edilmesiyle başladı.İstediği her şeyi sessiz yığınlara kabul ettirmeye alışmış yöneteim,parkıma dokunma diyen,çadır kuran,ağaçlara sarılan insanların üzerine dozerle,çevik kuvvetle,biber gazıyla gidince,buraya kadar dedi sessiz yığınlar,önce İstanbul’u,sonra Türkiye’yi saran bir isyana dönüştü gezi.
Camının kenarına yiyecek bırakan teyzeden,gençleri sığındığı mekanlarda koruyup vermeyen esnafa kadar,sanatçısından,doktoruna,ateistinden müslüman devrimcilere kadar bir birlik ve dayanışma ruhuydu.
Bir tek şey istediler,hayatlarına el uzatılmasını istemediler.Gencecik çocuklara kıyıldı,kurşunlanarak,dövülerek,ezilerek katledildiler,ama her ölüm direnişin ruhuna katılan özgür bir ruh oldu.
Gözleri çıkarılan,kafatasları ezilen,sakat bırakılan genç insanlar,direniş ateşini kamçıladı.
Kendi mizahını oluştırdu bu çocuklar.Dincinin bitmeyen 28 Şubat mağduriyetiyle kafa buldular,28 Şubatta neredeydiniz diye soranlara,kreşteydik cevabını verdiler.Gezi bir destandı satırlara sığmayan,gezi bir kavgaydı kuşaklar boyu anlatılacak olan,gezi çok başka bir şeydi;yönetenlere sessiz yığınların hayatlarına el uzatıldığında o kadar da sessiz olmacaklarını anlatan…
Gezi direnişinin unutulmazlarının görselleri;