CHP Söcüsü Haluk Koç, “Ülke büyük bir kaosa doğru gidiyor. CHP olarak bizim bütün çabamız bu kötü gidişatın önüne geçmektir” dedi.
CHP adına koalisyon görüşmelerini yürüten heyetin başkanı Haluk Koç, “Hiçbir şey, 7 Haziran öncesi gibi olmayacak” dedi, bir erken seçimde AKP tek başına iktidara gelse bile ülkeyi asla yönetemeyeceğini söyledi. Görüşmelerde parti değil ülke çıkarlarını öne aldıklarını ve bu sorumlulukla hareket ettiklerini belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Koç, Türkiye’yi 7 Haziran’a getiren koşulları tahlil etmeden aynı mantıkla devam edilebilecek yol- yöntem aramanın en büyük “siyasi zehirlenme” olacağını söyledi.
CHP Söcüsü Haluk Koç’un, Sözcü’den Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamalar şu şekilde:
14 MADDE OLMAZSA OLMAZ…
Açıkladığımız 14 temel madde aslında CHP’nin değil demokrasinin olmazsa olmaz koşullarıdır. Hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı düzeni, parlamenter demokrasinin güçler ayrılığı temelinde güçlendirilmesi, siyasi şeffaflık, hesap verebilirlik, çeşitli iddiaların siyasi güç marifetiyle kovuşturulmaktan, yargıya gitmekten alıkonulmasının önüne geçilmesi gerekir.
Ülkenin yarınına yön verebilecek gerçekçi bir eğitim politikası, bürokrasi temelinde liyakatın, başarının, kıdemin, birikimin ötelenip aidiyet hesaplarıyla bir çerçeve oluşması önlenmeli. Ekonomik çerçeve içerisinde de kısa, orta, uzun vadeli üretim ekonomisi projelendirilmeli. Gelir dağılımı çarpıklığının refahı tabana yayarak önlenmesi amacıyla sosyal destek ağlarının geliştirilmesine ihtiyaç var.
BARIŞ İNŞA EDECEĞİZ…
Bugün içine düştüğümüz sıkıntılı sürece yıllardır izlenen yanlış dış politika tercihlerinin yol açtığı konusunda sağduyulu herkes hemfikir. Sınırlarımızın ötesinde süregelen çatışmaları körükleyecek değil oralarda barış inşa edecek bir tavrın Türk dış politikasına hakim kılınmasına çalışacağız.
Şeffaflıktan uzak, kapalı kapılar ardında kısa dönem tarafların siyasi çıkarlarına hizmet eden Kürt sorunuyla ilgili sürecin meşru zeminde meşru siyasi muhataplarla, milletin önünde açık, şeffaf, net tartışılabilmesinden yanayız.
Hukuk devleti kurallarının göz ardı edilerek bu süreçte ortaya çıkan yol kazalarının özel hukuk düzenlemeleriyle aşılmaya çalışılmasının çözüme bir katkı getirmediğinin anlaşılmış olması gerekir. Çözümün bu ülke sınırları içinde yaşayan herkesin eşit haklara sahip eşit hukuku paylaşan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olduğunu ortaya koyacak düzenlemelerden geçtiği çok açık. Bunun adresi de TBMM’dir.
TEK BAŞINA YÖNETEMEZLER
Böylesi bir manzarada hükümet oluşturma çabası sonuçsuz kalırsa, Türkiye bir erken seçime giderse şu olasılıklar ortaya çıkacak: 7 Haziran benzeri bir tablo çıkabilir. O zaman Nasrettin Hoca’nın ‘Biz bu haltı niye işledik’ fıkrası akla gelir. Kaybedilen süre Türkiye üzerindeki siyasi risk faktörlerinin artması, dış konjonktürün etkisiyle eylülden itibaren daha da bozulacağı göstergelerinin ülkemize çok daha ağır siyasi ve ekonomik fatura çıkaracağı açık.
Terörle iyice karıştırılmış bir ülkede, kaotik bir politik ortamda bir şekilde 276’yı geçebilecek bir partinin tek başına bu ülkeyi yönetilebilir hale getirmesi mümkün değildir. Bu gerçekler çerçevesinde CHP 7 Haziran’daki mesajı ilk planda AKP’siz bir hükümet seçeneği içinde zorladı. Ancak MHP’nin tutumu dolayısıyla diğer hükümet formülleri üzerinde durmaya başladık. Çözümsüzlüğün adresi olmayacağız.
KOALİSYON BEKLENTİMİZ YOK
Bundan önce zıt görüşlü partilerin koalisyon kurduklarını biliyoruz. 2015 farklı bir tarih. Erken seçimin bir değişiklik oluşturmayacağı yönündeki veriler kamuoyunda tartışılıyor. AKP döneminde keskinleşen toplumsal kamplaşma, ülkemizin önünde ciddi bir sorundur.
Koalisyon müzakerelerini sorumluluk bilinci içinde götürüyoruz. CHP’nin açıkladığı 14 temel madde, kamplaşmanın azaltılabilmesi, toplumsal huzur, ekonomik alanlarda ülkenin önünü görebilir olması, hukuk sistemi, bürokrasi olmak üzere tüm demokratik kurum ve kuralların onarılması için önemli. Bizim ’illa koalisyon olsun’ diye beklentimiz yok. Ülke büyük kaosa gidiyor. Tüm çabamız bunların önüne geçilmesi içindir.