Sözcü ve Cumhuriyet gazetesi davalarında tanık sıfatıyla ifade vermesi eleştiri konusu olan Hüseyin Gülerce’yi savunan Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük, Gülerce için “devletin adamı” demiş ve “devlet” için çalıştığını ileri sürmüştü.
Küçük’ün yazısını köşesine taşıyan Hürriyet yazarı Mehmet Yılmaz, “Türkiye’nin gayriresmi ‘Bedel Ödeyecekleri Belirleme Müdürü’, gazetesindeki köşesinde yazdı ki Hüseyin Gülerce’nin, Fetullahçılığını sorgulayanlar ‘bunun bedelini ödeyecekler’. Bunun nedenini de yine aynı köşede açıkladı: Hüseyin Gülerce, DEVLETİN ADAMI imiş” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Bir örgütün içine sızmış, en tepe yöneticilik mevkilerine kadar çıkmış, hatta bir ara örgütün sözcülüğünü üstlenecek kadar örgütün güvenini kazanmış bir ajanın, çok değerli bilgilere ulaşıp devlete iletmiş olmasını bekleriz. Filmlerde, romanlarda böyle oluyor çünkü.
Ama her nasılsa ordu içinde darbe yapmaya kalkışacak kadar bir güce ulaştıklarını, bu isimlerin kim olduklarını devlete bildirmemiş olmalı ki Yüksek Askeri Şûra toplantıları için hazırlanan MİT raporlarında bunların ismine rastlamıyoruz.
**
MİT’e bunların Fetullahçı olduğu bildirilmiş olsaydı, bu atamalar yapılabilir miydi?
Onun için bir kuşkumu burada ifade etmek zorundayım: Acaba bu adam DEVLET için çalışıyor görünürken, bir yandan da Fetullahçı çetenin çıkarlarını mı korumuş, onlara mı hizmet etmiş?
Casusluk âleminde bunlara “iki taraflı ajan” deniliyor, filmlerden öğrendim ben de!
Bu adam iki taraflı ajan mıymış?