Sözcü Gazetesi yazarı Can Ataklı‘nın “Amerikan köftesi, meşrubat ve kahvesi boykot kapsamı dışında” başlıklı köşe yazısının ABD ile Türkiye arasında devam eden krizle ilgili bölümü şöyle:
İktidar “Ekime kadar” dayanıp dayanamayacağını bilmiyor
Siz bakmayın afralı tafralı çıkışlara.
“Biz bir oluruz dünyaya direniriz” sözleri bir taraftan topluma moral olsun diye söyleniyor ama öte tarafta iktidar mensupları geceyarısı mezarlığın yanından geçerken ıslık çalan adamlar gibiler.
Bugüne kadar halka anlattıkları “16 yıllık ekonomik destanın” aslında kocaman bir balon olduğunun farkındalar.
Bunu da dile getiriyorlar satır aralarında.
Ayrıca satır arasında belirtmeye bile gerek görmüyorlar.
“Bizi kimse yıkamaz, yeni bir kurtuluş savaşı veriyoruz” söylemi zaten başlı başına “Çok zordayız” demenin kibarcası.
Hürriyet Gazetesi’nde hükümetin görüşlerini “gayriresmi” olarak dile getiren Abdülkadir Selvi dünkü yazısıyla bu konuda önemli bir örnek oldu bana göre.
Selvi Amerika ile aramızda sorun yaratan papazın avukatıyla konuşmuş.
Papazın avukatı Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını ve tıpkı Mehmet Altan gibi tahliye isteyeceklerini açıklamış.
Avukat bunun olmaması halinde ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidileceğini söylüyor.
Abdülkadir Selvi bu bilgilerden yola çıkarak “Bir şeyler yapılması gerektiğini” ima ettikten sonra “Papazın ilk duruşmasının 12 Ekim’de yapılacağını” vurguluyor ve can alıcı cümleyi satır arasına koyuveriyor: “O tarihe kadar nefesimiz yetecek mi?”
İşte iktidarın asıl psikolojisi bu.
Ekim ayına kadar nefesimizin yetip yetmeyeceğini bilmiyorlar.
Hot zotlar palavradan ibaret yani.”