İlçe ziyaretlerinin 6’ıncısını Avcılar’da gerçekleştiren İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un, “ileri biyolojik arıtma tesisi” ile ilgili açıklamasına yanıt verdi.
Küçükçekmece Gölü havzasındaki Bathonia arkeolojik kazı alanında incelemelerde bulunan İmamoğlu, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
Bir basın mensubunun iptal edilen Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi Projesi ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un “Bakanlık olarak gideceğiz gerekirse resen bu işleri yapacağız. Haliç’i eski haline getirmelerine müsaade etmeyeceğiz.” şeklindeki sözlerini değerlendirmesi istenen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Gereksiz ve üzücü bir açıklama. Görüyorum ki bazı bakanlarımız atandıkları görevde görevlerini yerine getirirken, verdikleri mesajların ne kadar önemli olması gerektiğini hissederek konuşmuyorlar. Konuşmalarının içeriği tümüyle siyasi. Bakanımıza tavsiyem; bir sorusu varsa telefonun ucundayız. Hatta davet eder, buluşuruz, anlatırız, dinleşiriz ve sebepleri sorgulanır. ‘Sayın Başkan niçin böyle düşündünüz? Niçin böyle bir karara vardınız?’ diye sorabilirdi.”
“Sayın Bakana tavsiyem- Gümüşhane’de 12 bin yıllık bir buzul gölünü yok eden valinin, o yok ettiği buzul gölünü gitsin çözsün, orayı halletsin. İstanbul, emin ellerde. Bizimle konuşurken, bize mesaj verirken, bir telefonu çevirirse, telefonun ucunda Ekrem İmamoğlu var. Bilgi almak isterse de tüm heyetiyle bilgiyi verecek, brifing verecek, o terbiyeyi ve o devlet adamlığı terbiyesini taşıyan bir belediye başkanı var.”
İmamoğlu, bir gazetecinin, barajlardaki su seviyesinin yüzde 30’lara inmesi sonrası İstanbul’un su sorunu olup olmadığı ve yapılması istenen yüzde 20’lik zamma yönelik tepkilerle ilgili sorusuna şu karşılığı verdi:
“Kışa girerken en düşük seviyelerde karşılar sizi barajlarınız. Aslında şu anda İstanbul barajlarının durumu iyi. Önümüzdeki yılla ilgili hiçbir kaygımız yok. Tehdit eden şudur; bu bazen iki yıllık kuraklığa sebep olursa ve öyle bir dönem yaşarsanız o zaman İstanbul risk altındadır. Buna dönük de tedbirlerimiz var. Tabii ki tasarruf önemlidir. Toplumu ve kurumları bu konuda duyarlılığa davet ediyorum. Biz de ona dönük tedbirler alıyoruz Büyükşehir Belediyesi olarak.”
Geçen yıl yaptıkları hamle ile insanların cebine büyük bir tasarruf kazandırdıklarını dile getiren İmamoğlu, geçen yıl suyun birim fiyatının 5,20 lira olduğunu, yüzde 20’lik zamla 4.80 olacağını söyledi.
Suyun maliyetindeki en önemli unsurların enerji ve yakıt olduğunu belirten İmamoğlu, şunları kaydetti:
“Bir de ‘Zam yapmıyoruz.’ diye bir taahhüdümüz yoktu. Suyun indirimli olması için bir taahhüdümüz vardı, onu yerine getirdik. 2020 için insanlarımıza böyle bir zam yapmak zorundayız ki hizmet edebilelim. Dünyanın hiçbir yerinde, ülkemizde de belediyenin yaptığı zamların kaynağı belediye değildir. Eğer abartılı bir şey yapıyorsa hesabını sorarsınız.”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın, İBB’nin Haydarpaşa ve Sirkeci garları ihalesinden elenmesine ilişkin yaptığı açıklamalarına yönelik soru üzerine, Danışmanı Murat Ongun’dan, söz konusu yazıyı açmasını isteyip, eline aldığı Tablet PC’den, Turan’ın cümle cümle okuduğu ifadelerine şu yanıtı verdi:
“Valla sabah yazıyı okuyunca tüylerim diken diken oldu. Üzüntüden, kaygı duyarak yazıyı okudum. Düşünsenize, ‘İBB eskiden beri bizim elimizde ne varsa ister; bu normaldir, doğaldır. Yeni başkanın da talebi doğaldır. Kadir Bey de Sirkeci’yi istemişti, ona da vermedik. Veremezdik. Burası hizmet verdiğimiz sistemin bir parçası, müştemilatı. Veremezdik’. Kime veriyorsun o zaman? ‘Bu alanlar da birinci derece SİT alanı içerisinde. İmar kısıtlılığı var. Ticari faaliyetler yapamıyorsunuz.’. Allah Allah bana mı anlatıyor, ihaleyi alana mı anlatıyor; bak sen! Sergi kültür faaliyetleri yapacaksınız. İhaleye çıktık. İBB’nin bu tür faaliyetleri yapacağı bir sürü yeri var. Git orada yap.’ Orayı kim yapacak, bildiğiniz biri mi? İhaleye fesat mı karıştırdınız. Alacak kişi belli miydi? Bak 50 tane soru sorarım. ‘Kadir Topbaş’a da bunu söyledik. İşletme olacak, bu tür yerlerin ruhsatlarını belediyeye bağlı bu tür kurumlardan alıyorsunuz. Kendileri kullanırken ve buraları ticari amaca dönüştürüyorlar.’ Bak sen.. Büyükşehir Belediyesi. Yani bunu Büyükşehir Belediyesi yapıyor. ‘Diyoruz ki, burada yeme içme yeme içme oturma olmayacak. Sergi açacaksınız, böyle bir imar kısıtı içinde şartnamemizi hazırladık.’ Eeee 3 bin lira maaş alan adam mı yapacak sergileri, salonları; bak sen! Ne kadar eminsiniz ya. Hani 300 bin lira veren alırdı? Şimdi ne kadar hassasiyet içeriyor bu cümleler, anlamış değilim. ‘Akıl tutulması. İstanbul belediyesi ihale dosyasında bizim istediğimiz şartların dışında dosya verdi.’ Doğru, sizin tariflediğiniz kişi biz değiliz çünkü. Biz devletiz, kamuyuz. ‘Matbu sözleşmelerimiz var. Bazı ifadeleri de değiştirmiş.’ Bak sen ya. Bir yandan da edebiyatçı oldunuz. ‘Baktık aynı şeyi karşılamıyor, aynı hukuki terim de değil. Bilerek yaptığını düşünüyorum.’ Bak bak bak. Bir de bizim yerimize akıl yürüyorlar ya da kadromuzun yerine akıl yürütüyor. ‘Bu hatayı kimse yapmaz.’ Ya ne dedin Allah aşkına! Burada ne dedin, ne anlattın? Üzülüyorum, gene üzülüyorum. Yani 3 aydır şu bakan için üzüldüğüm kadar hiç kimse için üzülmedim. Allah yardımcısı olsun.”
Bir gazetecinin, “Ulaştırma Daire Başkanının istifası bilginiz dâhilinde miydi, neden istifa etti?” sorusuna da İmamoğlu şu şekilde cevap verdi:
“Bilgim dahilinde. Değerli hizmetler aldığımız bir arkadaşımızdır. Ama süreçte kadrolar birbiriyle uyum, anlaşma konusunda karalar verebilir. Artık, Büyükşehir Belediyesi bir hiyerarşik yapıya dönüşmüştür. Büyükşehir Belediye Başkanı, her makamı ben atayacağım iddiasında birisi değildir. Olamaz da olmamalı da. Kadrolar bazen kendi şekillenmeleri ile ilgili prensip kararları ortaya koyarlar. İstifa eden arkadaşımız da değerli bir yol arkadaşımızdır. Bugün böyle bir karar vardır, yarın başka yerde bir arada oluruz. Hayatında başarılar diliyorum. Ama tümüyle, bir sistem ve senkronizasyonla, ilgili yönetimin kendi içinde aldığı bir hiyerarşik karardır.”