Muharrem İnce, Beştepe’de AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştüğü iddiaları üzerine açıklama yaptı.
İnce, düzenlediği basın toplantısında öne çıkanlar şöyle:
Bu toplantıyı neden buraya yapıyorum Genel Merkez’de değil de. Dedemin arazisindesiniz. Güvenli yerlerde. 5 gün önce hissettim burada bir tezgah, komplo var diye hissettim. Sonra tweet atalım dedim arkadaşlar.
Sayın Genel Başkan 21 Kasım günü televizyona çıktı. Sonra gazetecinin sorusuna şaşırmadım dedi. Şaşırmadığına göre demekki önceden biliyor. Ama ismi açıklayamam dedi.
Ben bunu görünce eyvah dedim partim yara alacak.
Aynı Atatürk resmini kim indirdi indirmedi tartışmasına benzeyecek. Genel Başkana “Geleyim yanınıza açıklama yapalım” dedim. “Ben sana haber vereceğim” dedi, haber vermedi. Kılıçdaroğlu’na ‘birlikte açıklama yapalım’ dedim. Haber gelmedi. Bu açıklamayı CHP Genel Merkezi’nde Sayın Kılıçdaroğlu’yla birlikte yapmamız lazımdı.
Doğrusu bu açıklamayı 21’inde beraber yapmaktı. Ben partimi gözüm gibi sakınırım.
Ortada biz tezgah var bir komplo var. Sorumluları açığa çıkarılmalıdır. CHP bir şirket değildir, bir aile değildir, bir siyasi partidir. Türkiye’yi geliştirmeye, dönüştürmeyi hedeflemektedir. CHP, 82 milyon herkesi ilgilendirir.
CHP 82 milyona bunu anlatmalıdır. Bu tezgahı kim kurdu? CHP bunu açıklamalıdır. Temiz siyaset için bu tezgah temizlenmelidir.
Muharrem İnce, 2018 24 Haziran akşamından beri bir iftira kampanyası ile karşı karşıyadır. Bu dedikoduların hepsi CHP Genel Merkezi’nde üretilmiştir.
Beni yıpratmak için harcadıkları enerjiyi AKP’ye harcasalar emin olun iktidar olurlar.
Milyonların umutları üzerinden entrika çevirenlerden utanç duyuyorum. CHP kendi ayağındaki prangayı kırmadığı sürece temiz siyaset yolunda ilerlemesi imkansız hale gelecektir.
Bu komployu ortaya çıkarır, cezalandırırsak emin olun yeniden şahlanırız. İsmi açıklamalısınız, ‘Saray komplosu’ diyerek işin içinden çıkamazsınız.
Genel Başkan’a çağrım şudur, ‘Şaşırmadım’ dediyseniz önceden bunu duydunuz. ‘İsmi biliyorum’ dediniz, ismi açıklamalısınız
Erdoğan’ın bu ülkeye çok zararı var. Ben Saray’ı aklamıyorum, mücadele ediyorum. Erdoğan çıktı meydan okudu, ‘Ben kimse ile görüşmedim’ dedi. ‘Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum’ dedi. Ama sen Erdoğan’ın ağzına malzeme veriyorsun. Bugün bana komplo kuranlar yarın Kılıçdaroğlu’nu hedef alır. Ben el uzattım mücadele edelim dedim kabul etmedi Genel Başkan.
Partinin sözcüsü ağzını açmadı. Benim çiğerimi yakıyorlar burada. İftara atıyorunuz deselerdi içim yanmazdı. Ben bu ülkede 16 sene milletvekilliği yaptım. Erdoğan ile de Akşener’le de görüşürüm ama Genel Başkan’a sorarım. Basını haberdar ederim.
CHP’ye kumpas mı var? Sen malzeme verirsen böyle olur. Dedikodu CHP’den mi AK Parti’den mi çıkıyor. Gazeteci kaynağının CHP’den olduğunu söylüyor. Demek ki dedikodu CHP’den çıkıyor.
Mutlaka hesaplaşacağız, bu hesabı görmeden yürüyemeyiz.
Teşekkür etmem gerekenler var. Uğur Dündar, bu haber ilk ona gidiyor, Candaş Tolga Işık ona gidiyor sonra. Ama bu arkadaşlarımız yazmıyor. İkisine de teşekkür ediyorum.
Talat Atilla konuşmalıdır. Benim partililiğimi tartışacak tek bir kişi yoktur. Genel Başkan ile oturup bu konuyu konuşmamız lazım. Demek ki kandırılmış.
Adımı CHP Genel Merkezi’nde lekeleyerek yandaş gazeteci bularak tartıştırmak günah değil mi? 41 yıl sonra barajı ben aştırmadım mı size? Kendiniz aday olmadınız, mecbur kaldınız aday yaptınız. Siz de hiç vicdan yok mu?
Bugün dedikodu yapanlar Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde otobüse binmek için torpil yaptırmadı mı?
Ben sizin bildiğiniz Muharrem İnce’yim. Öfkesini de sevgisini de içinde tutmayan İnce’yim. Düz, yerli, milli, kumpas kurmayan İnce’yim.
‘Parti kapatılsın, vakıf yapılsın’ diyenler beni yargılayamaz. Ama Genel Başkan’a tekrar çağrı yapıyorum: Ne biliyorsunuz? Bunu öğrenmek benim hakkım.
Bunu çözmeden CHP yola devam edemez. Önce bu çözülecek. Sayın Genel Başkanı bu sorunu çözmeye davet ediyorum.
1,5 senedir sustum ama Kurultay’da konuşacağım.