Şubat ayındaki kongrede yeniden CHP İstanbul İl Başkanlığı’na seçilen Canan Kaftancıoğlu, Emirgan Korusu’nda aralarında BirGün’ün de olduğu yayın organlarının temsilcileriyle kahvaltıda bir araya geldi. Hakkında açılan dava sürecinden Ayasofya tartışmasına, İBB Genel Sekreterliği’ne yapılan tartışmalı atamadan Ekrem İmamoğlu’yla uyumuna kadar gündeme dair pek çok konuda gazetecilerin soruları yanıtladı. Pandemi koşulları nedeniyle aylar sonra gerçekleşebilen buluşmaya CHP İstanbul İl Örgütü yöneticileri de katıldı.
AYASOFYA SORUNLARIN ÜSTÜNÜ ÖRTME ÇABASI
Derinleşen ekonomik ve toplumsal sorunlara rağmen iktidarın sanal gündemlerle can alıcı sorunların üstünü örtmeye çalıştığını kaydeden Kaftancıoğlu, bunun son örneğinin Ayasofya meselesi olduğunu kaydetti. Ayasofya konusunda “sessiz” kaldığı yönünde gelen soruya yanıt veren Kaftancıoğlu, bu konuda sessiz kalmadığını ancak iktidarın sanal gündeminin dümeninin peşine takılmamak, asıl meselelerin konuşulmasının önüne geçmemek için sustuğunu söyledi. Ayasofya’yı olağanüstü gündemin olağanüstü parçası yapmak istedikleri için yorum yapmadığını belirten Kaftancıoğlu, davet gelmesi halinde Ayasofya’ya namaz kılmaya gideceğini söyleyen Muharrem İnce’nin sözlerine atıfla “davet gelirse gider misiniz?” şeklindeki soruya “Muharrem Bey herkesin yerine namaza gider” şeklinde yanıt verdi.
PARTİ KONGRESİNE DAİR KAYGILARA KATILIYORUM
İl kongresine tek aday olarak girmesinden kendisinin de son derece rahatsız olduğunu belirten Kaftancıoğlu, “Bende tek adayla gitmez istemezdim. Gençlere siyasetin, toplumsal yaşamın her alanında yer vermek gerektiğini ancak, gençlerin de kendilerinin mücadele ederek, söke söke hayatın her alanında yer kapmalarının” önemli olduğunu kaydetti.
Pandemi koşullarında temmuz ayı sonlarında yapılması planlanan parti kongresine de değinen Kaftancıoğlu, bu yöndeki eleştirilere katıldığını, kaygıları anladığını ve de hak verdiğini ancak kongrenin hangi tarihte yapılırsa yapılsın benzer eleştiriler geleceğini ifade etti. Haziran ayında yapılsa da eylül ayında yapılacak olsa da benzer eleştirilerin geleceğini söyledi.
İSTANBUL MODELİ ÜLKEYE YAYILACAK
İstanbul İl Başkanlığı’nın 10 başlıklı çalışma modelini anlatan Kaftancıoğlu, sandık güvenliği konusunda yaptıkları çalışmayı’ İstanbul modeli’ olarak adlandırdı, tüm Türkiye’ye anlatacaklarını ifade etti ve şöyle konuştu: “İstanbul’u 25 yıl sonra kazanmış olmanın gururunu yaşıyorum. Ancak aynı zamanda neden çeyrek asırdır kazanılmadığının da üzüntüsü içerisindeyim. Nasıl bu kadar geç kaldık, hiç de zor değilmiş. Sandık güvenliği konusunda çalışma yapmakta çok geç kalmışız. Bu modeli bütün ülkeye anlatacağız tek tek.”
‘ESKİ-YENİ CHP’ AYRIMI MANASIZ
Partisinin değişim geçirdiği, “eski CHP-yeni CHP” ayrımlarının yapıldığının hatırlatılması üzerine Kaftancıoğlu, bu tanımlamayı ve ayrımı gereksiz bulduğunu söyledi. “Yeni CHP ve eski CHP” ayrımına katılmadığını, bu tanımlamayı anlamsız bulduğunu ifade ederek, bu tarz bir sınıflandırmanın partiye bir katkısı olmadığını belirtti. Bir kesimin böylesi bir ayrıştırmayı ısrarla yapmaya çalıştığının bilincinde olduğunu da vurgulayarak bu çevrelerin de ağırlıklı olarak parti içerisinde yer tutmaya çalışan kesimler olduğunu belirtti.
ÜSLUBUM BİRAZ FARKLI OLABİLİRDİ
Sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlar nedeniyle verilen 9 yıl 8 ay 20 gün hapis cezasını da yorumlayan Kaftancıoğlu, tweetlerde cezalandırılacak unsurlar olmadığını, o gün ne hissettiyse onları ifade ettiğini söyledi. “Bugünden geriye baktığında paylaşımlara dair keşke yapmasaydım dediğiniz şeyler var mı?” yönündeki soruya ise şöyle yanıt verdi: “Ben hayatım boyunca hissettiğini, düşündüğünü ifade eden, bunun için bedeller ödeyen bir insanım. Yargılama konusu olan 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından attığım tweetler de ortada. Darbeyi kınadım. Tek çözümün demokrasi olduğunu yazdım, söyledim. Boğaz keserek demokrasi dersi verilmez. Benim inancımda demokrasiye kafa keserek sahip çıkılmaz. Tek eleştirim belki üslupla ilgili olabilir. O zaman İl Başkanı değildim, olsaydım üslup biraz farklı olabilirdi.”
Yaptığı paylaşımların 83 milyonla bir kopuş yaratmadığını ifade eden Kaftancıoğlu, “Tweetleriniz parti içinden mi servis edildi” sorusuna ise “Her siyasi partinin içinde böyle şeyler olur” diyerek cevap verdi.
BU PAZAR SEÇİM OLSA 29 BELEDİYEYİ ALIRIZ
Erken seçime dair soruyu da yanıtlayan Kaftancıoğlu, bu pazar yerel seçim olsa İstanbul’da kazanacakları ilçe belediyesi sayısının 14’ten 29’a çıkacağını ileri sürerek şöyle dedi: İster yarın, ister sonraki pazar ya da bir ay sonra olsun. Ne zaman olursa olsun seçim olacakmış gibi çalışıyoruz. Biz her türlü hazırız. Biraz daha vakit olsa alacağımız ilçe sayısı 31’e çıkar. AKP’li ilçe belediye başkanları, büyükşehir ellerinden gidince sudan çıkmış balığa döndüler. Çünkü tüm hizmetler büyükşehir tarafından yapılmış. İlçe belediye başkanları, başkan olduklarını yeni hatırladılar.”
ÇAĞLAR’IN İŞİNİ NASIL YAPTIĞINA BAKACAĞIZ
Kaftancıoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İBB) Genel Sekreterliği’ne Can Akın Çağlar’ın getirilmesiyle ilgili partisinden ve kamuoyundan gelen eleştirilere ise şöyle yanıt verdi: İBB yöneyimi ile İl Başkanlığı arasında herhangi bir uyumsuzluk, problem yok. Ancak koordinasyon problemi olduğuna dair bir algı oluştuysa ona yönelik önlemler alırız. Başkan Ekrem İmamoğlu ile anlayış birlikteliğimiz var. Her zaman her şeyi aynı düşünmüyoruz ama konuşabiliyoruz. Bizim Ekrem Bey’le ortaklaştığımız iki husus vardı. Genel Sekreter siyasi kimlikle anılmamalı, uzman, teknokrat olmalı. Bizlerin tanımlanmış görevlerimizle koordineli çalıştığımızı düşünüyorum. Her konuda anlaşmak değil bu. Her konuda anlaşmak da iyi değil. Ekrem başkanın sorumluluğu benim de CHP örgütlerine karşı sorumluluğum nedeniyle ortaklaşabiliyoruz. Anlayış birlikteliğiyle halka hizmet etmeyi görev aldığımızdan ötürü kendi içimizde hiçbir problem yok.”
İBB Başkanı İmamoğlu’nun genel sekreter arayışını sürdürürken siyasi olmamasına, işinin ehli teknokrat, bürokrat olmasına dikkat ettiğini, elindeki seçenekleri kendisiyle de paylaştığını, bilgilendirme talebinin İmamoğlu’ndan geldiğini kaydeden Kaftancıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekrem Bey, ‘Genel Sekreter siyasi olmamalı ve bürokrat olmalı’ dediğinde benim şerhim olmadı. Benim bu konuda söyleyeceğim şu. İşini nasıl yaptığına bakacağız. Bunu ne kadar iyi yapacağını göreceğiz, ne kadar iyi bir teknokrat ve bürokrat olduğu konusunda gözüm üzerinde olacak, takipçisi olacağım.”
Haber:BirGün