Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’la Habertürk yazarı sonrası Fatih Altaylı arasındaki sergi saldırısı sonrası başlayan polemik sürüyor. Hakan’ın “Kesin tıraşı” sözlerinden sonra Fatih Altaylı’dan bir yanıt geldi. Altaylı, bugünkü köşesinde “Yavrucuğum” diye seslendiği Hakan’a, “Vallahi hangi cinsel organın karşısında el pençe divan duracağına biz karışamayız ama koskoca bir heykele bakıp orada sadece penisi görmeye çabalıyorsan, sana tavsiyem sergilere değil, psikiyatrlara gitmen olacaktır” ifadelerini kullandı.
Altaylı, köşesinde “Benim boyum 1.90 yavrucuğum, uzamak sana yakışır ama bu yaştan sonra uzayamazsın, bu yaştan sonra sınıf atlayamayacağın gibi. Sen sanata, sanatçıya hakaret edip hedef göstermemiş gibi yaparak hedef gösterirsen, senden bir tık aşağıda bir kültüre sahip olanlar da gider o sergiyi basar evladım, bu mu istediğin. Şaptan şeker olmaz, şeker kutusuna koysan da olmaz, şeker kutusuna koyulan şap kendini şeker zannetse, hatta birilerine şeker olduğunu yuttursa da olmaz. Senden de olmaz ve zaten sen de bunun farkındasın” ifadelerine yer verdi.
Altaylı, sözlerinin devamında “Zorla sergilere git, karşısında el pençe divan dur diyen yok. Ama hem sınıf atlama hevesinle her yere koşacaksın, kendini göstermeye çalışacaksın hem de dönüp hakaret edeceksin. Bu nedenle bizim bir yere uzayacağımız falan yok. Ama sen istediğin zaman hâlâ aklının ve kafa dengi arkadaşlarının kaldığı mahallene geri uzayabilirsin. Hem İsa’ya hem Musa’ya aynı anda yaranamayacağını öğrenmiş olarak” dedi.
NE OLMUŞTU?
İKSV tarafından Koç Grubu ana sponsorluğunda düzenlenen 15. İstanbul Bienali kapsamında Üsküdar Bağlarbaşı’ndaki Abdülmecid Efendi Köşkü’nde sergilenen Ömer Koç koleksiyonu eserlerine 4-5 kişilik bir grup tarafından saldırı düzenlenmişti.
Bu saldırının ardından Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, saldırganların hedef aldığı eserler için “Sevimsiz. İrrite edici. Rahatsız edici. Kusturucu. Mide bulandırıcı. Bağlamsız. Anlamsız. Amaçsız” ifadelerini kullanmış; Fatih Altaylı da “Nişantaşı’na taşınınca ‘rafine’, üç beş aydınla tanışınca ‘entel’, patronla tavla oynayınca ‘zengin’ olduğunu zanneden biri, Abdülmecid Köşkü’nde sergilenen eserler için ‘Üryanlığın yalın ve müstekreh vurgusu’, ‘Sevimsiz, irite edici, rahatsız edici, kusturucu, anlamsız, bağlamsız, amaçsız’, ‘Bir gazete köşesinde yayınlanmayacak kadar berbat’ diye yazma ‘hadsizliğini’ gösterdi” demişti.
Bunun üzerine Ahmet Hakan da “Ne oluyor ya! Kutsal ve dokunulmaz bir alan mıdır burası? Ne yani? Midemizin bulanma hakkı yok mu kardeşim? Sanat eserlerinin her tarafından fışkıran aşırı gerçekçi penisler karşısında hepimiz el pençe divan mı duracağız? Sergi basıp magandalık yapmadıktan sonra… Otorite sahibi olup otoriteye yaslanarak yasaklama girişiminde bulunmadıktan sonra… İsteyen istediğini der arkadaş. Kesin tıraşı ve inceden uzayın” sözlerine yer vermişti.