CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a meydan okuyan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Meydan okuyorum. Cesaretin varsa, korkak değilsen, vandal, ödlek değilsen senin havuz medyanda senin istediğin saatte gel birlikte 15 Temmuz’u tartışalım. Çık karşıma, sana açıkça meydan okuyorum. Cesaretin varsa çıkarsın. Kim doğruları söylüyor, kim söylemiyor herkes öğrensin” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısına PKK tarafından öldürülen 23 yaşındaki öğretmen Necmettin Yılmaz hakkında konuşarak başladı. Terörü lanetleyen Kılıçdaroğlu, “Kim valilere ‘PKK’lilere dokunmayın’ talimatı veriyorsa onlara da lanet olsun” dedi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:
Gümüşhane’de doğan Necmettin kardeşimiz Şanlıurfa Siverek’e öğretmen olarak atandı. Henüz genç bir öğretmendi yolun başındaydı. Aşık Veysel der ya uzun ince bir yol… Bu öğretmen kardeşimiz uzun ince bir olun henüz başındaydı. Gittiği köye heyecan götürdü. O sadece öğretmen değil bir kahramandı. Ve o kahramanımız PKK terör örgütü tarafından katledildi. Tunceli İl başkanımız hepimizin duygularına tercüman olan bir konuşma yaptı. Teröre nasıl lanet okumayız. Terörü destekleyenlere nasıl lanet okumayız. O öğretmenin şahsında bütün eğitimci kardeşlerimizin başı sağ olsun. Siz bedel ödüyorsunuz çocuklarımız evlatlarımız için. Babayı aradım konuştum. Evlat acısı yüreğini yakıyor. Ama sonuçta geldiğimiz nokta şu: Bu kardeşimiz hepimizin onuru hepimizin gurudur. İnsan üstü çabayla terörle mücadele eden güvenlik güçlerimiz var. Her gün şehitlerimiz geliyor. Terörü lanetliyoruz. Kim yaparsa yapsın PKK’yı da FETÖ’yü de DHKP-C’yi de el Nusra’yı da lanetliyoruz. Kim yaparsa yapsın. Kim terörü destekliyorsa kim Habur’da çadır mahkemeleri kuruyorsa hepsine lanet olsun diyoruz. Kim terör örgütüyle masaya oturuyorsa kim valilere talimat verip bu PKK’lılara dokunmayın diyorsa hepsine lanet okuyoruz.
“NURİYE VE SEMİH İÇİN YAPTIK”
Dünyanın en barışçıl eylemini gerçekleştirmenin huzuru içindeyim. Katılan herkese teşekkür ederim. Bu yürüyüşü bu ülkenin hak arayan huzur arayan bu ülkenin mazlumları içini yaptık.Bu yürüyüşü dosyası kapatılan Muhsin Yazıcıoğlu için yaptık. Bu yürüyüşü emeklilikte yaşa takılanlar için yaptık. Bu yürüyüşü hapisteki milletvekilleri için yaptık. Bu yürüyüşü taşeron işçiler için yaptık. Bu yürüyüşü FETÖ’nün darbe girişimine karşı canını veren 249 şehidimiz ve gaziler için yaptık. Bu yürüyüşü şehitler ve gaziler arasında ayrım yapılmasın. Ayrım yapan vatan hainidir demek için yaptık. Bu yürüyüşü gayri meşru ilan ettiğimiz anayasanın dünyaya tanıtılması için yaptık. Bu yürüyüşü liyakat sistemi tekrar Türkiye’ye gelsin diye yaptık. Bu yürüyüşü soruları çalınan KPSS ve diğer sınav mağdurları için yaptık. Bu yürüyüşü can ve mal güvenliği olmayan iş dünyası için yaptık. Bu yürüyüşü FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıksın diye yaptık. Adalet yürüyüşümüzü açlık grevindeki Nuriye ve Semih kardeşimiz için yaptık.
“SOKAKLARDA DEMOKRASİ ARANIYOR, ADALET DE ARANIR”
Yağmurda güneşte siste yürüdüm. Niçin yürüdüm? Adalet için yürüdüm. Yeryüzüne gönderilen bütün peygamberler adalet için yürümüştür. Biz de onların izinde yürüdük. Ülkeyi yöneten dedi ki “adalet sokakta aranmaz. E sokakta demokrasi aranıyor. Adalet olmazsa devlet mi olur? Neden milyonlar yürüdü meydanlara geldi? Adalete susamış bir toplumun görüntüsüdür o… Bu ülkede adalet var diyemiyorlar.”
“ONLAR DA BİLİYORKİ ÜLKEDE ADALET YOK”
Bu ülkede neden adalet için yürüyorsunuz diyorlar ama şu cümleyi kuramıyorlar: Kardeşim bu ülkede adalet var niye yürüyorsunuz diyemiyorlar. Çünkü onlar da biliyor ki bu ülkede adalet yok. Toplumun her kesimi adaletsizlikten şikayetçi. Çiftçi kardeşim; adalet istiyorsan adalet isteyenlerin saflarına katılacaksın.
“İKİ TANE 15 TEMMUZ VAR”
İki tane 15 Temmuz var. Biri halkın diğeri Saray’ın. Halk, sokağa çıktı canları uğruna demokrasiye sahip çıktılar. TBMM’ye, milli iradeye, darbe girişimine karşı çıktılar. Onların mücadelesi Hakkın mücadelesidir. Halkın 15 Temmuz’u başımızın üstüne. Bir de Saray’ın 15 Temmuz’u var. Halkın 15 Temmuz’unu fırsat bilip 20 Temmuz’da kendilerine ikmal hazırlayanlardır. Sivil darbeyi gerçekleştirenlerdir.
“SARAY’IN SAVCILARI CUMHURİYETİN SAVCISI OLAMAZ”
Saray’ın 15 Temmuz’undan garip bir örnek vermek istiyorum. Can Dündar ve Erdem Gül’ün davası görüşüldü. 1 Nisan’da dava görüşülür, bir süre sonra TBMM’ye Engin Özkoç ile ilgili bir fezleke gelir. 12 tane delil. Engin Özkoç’a neden o davaya katıldın, slogan attın diye fezleke geliyor. Engin Özkoç orada mıydı, değildi! Nerede Engin Özkoç? Sakarya’da… Herkes bunu öğrensin; Saray’ın savcıları cumhuriyetin savcısı olamaz.
“SANA MEYDAN OKUYORUM”
Programımız üç kere değiştirildi. Kim değiştirdi, TBMM Başkanı değiştirdi. TBMM Başkanı, TBMM’nin değil Saray’ın emir kuludur. İradesiz bir Meclis Başkanı olabilir mi? Emin olun rüzgar gülü bile bu kadar hızlı dönmez. Meclis’te konuştum hepsinde şafak attı.Bütün konuşmalarını benim üzerime inşa etti. İstediğin kadar kumpas kur, yolundan, haktan, adaletten dönen namerttir.
Meydan okuyorum. Cesaretin varsa, korkak değilsen, vandal, ödlek değilsen senin havuz medyanda senin istediğin saatte gel birlikte 15 Temmuz’u tartışalım. Çık karşıma, sana açıkça meydan okuyorum. Cesaretin varsa çıkarsın. Kim doğruları söylüyor, kim söylemiyor herkes öğrensin.
Haber:Cumhuriyet