CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Adalet Yürüyüşü’nün 11’inci günü bayram sabahında açıklama yaparak, “Ankara-İstanbul yolunun her santimini yürüyerek götüreceğim. Arabaya binmek yok. Çünkü her santimini yürüdüğünüz zaman aslında hedeflediğiniz ya da düşündüğünüz adaletin gerçekleşebileceğine inanıyorsunuz” dedi.
Bolu Karacaağaç Köyü mevkisindeki kamp alanında basın açıklaması yapan Kılıçdaroğlu, tüm vatandaşların bayramını kutlayarak, “Umarım huzur içinde bir bayram geçirirler. Terörün olmadığı, gerginliğin olmadığı, kutuplaşmanın olmadığı, sevginin, saygının egemen olduğu bir bayram geçiririz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın rahatsızlık geçirdiğini öğrendiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Sabah öğrendim, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sayın genel başkanı bir rahatsızlık geçirmiş. Bu vesileyle kendisine geçmiş olsun dileklerimi de iletmek isetrim” diye konuştu.
‘YÜRÜYÜŞÜMÜZÜ HOŞGÖRÜYLE SÜRDÜRECEĞİZ’
‘Adalet Yürüyüşü’nü bayram süresince sürdüreceklerine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Adaletin ne kadar önemli olduğunu aslında bayramlar da gösteriyor. Çünkü adaletin özünde birlikte yaşama var. Sevgi var, saygı var, hoşgörü var, adaletli davranma var. Aile içinde de adaletli davranırız, çocuklarımıza karşı da adaletli davranırız, topluma karşı da adaletli davranmak zorundayız. Bu bayram umarım adaletin de Türkiye’de egemen olduğu bir süreci başlatmış olur. Çok sayıda mağdur insanımız var. Haksız yere hapishanede kalan pek çok kişi var, insan var. Bunlar da bayramlarını hapishanelerde geçiriyorlar. Yaşanan atmosfer nedeniyle düşüncesini açıklayamayan belki binlerce kişi var. Bunlar da düşüncelerini açıklayamıyorlar. Dolayısıyla onların da adalete ihtiyacı var. Biz yürüyüşümüzü kararlılıkla, sevgiyle, hoşgörüyle bayramın da amacına uygun olarak sürdüreceğiz. Adaletin ne kadar önemli olduğunu sizler de biliyorzsunuz. Toplumun her kesimi biliyor. İranlı bir düşünür Saadi, ‘Dünyanın bütün nehirleri adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez.’ diyor. Gerçekten de öyledir. Dünyanın bütün nehirleri adalete susamış bir insanın susamışlığını gidermeye yetmez. Madem bu kadar önemli bir kavram üzerinde biz yola çıktık. Umuyorum devleti yönetenler adalet karşısında en azından Saadi’nin sözlerini duymuş oluyorlar, öğrenmiş olurlar, bilmiş olurlar. Bu bizim en büyük arzumuz.”
GEREDE’DE 5 SAAT BEKLEYEN KADIN DUYGULANDIRDI
Kılıçdaroğlu, Gerede çıkışında kendisini 5 saattir beklediğini söyleyen kadından çok etkilendiğini söyleyerek, “Kadın yanıma gelmek istiyor, korumalar engel oldular. Ben hemen ‘gelsin’ dedim. ‘Ben 5 saattir onu bekliyorum, onu gözlerinden öpeceğim.’ dedi. Ona gerçekten duygulandım. Yaşlı bir kadının adalet yürüyen bir genel başkanı 5 saat beklemesi ve kucaklaması benim için çok önemliydi. Duygulanmamak elde değil. Çocuklar var. Çocuklarla zaman zaman birlikte yürüyoruz. Gençlerle zaman zaman birlikte yürüyoruz. Toplumun değişik kesimleri var” dedi.
‘İNSANLAR ADALETLE YARGILANSIN’
İnsanların farklı düşüncelere, farkıl siyasi görüşlere, farkli kimliklere, inançlara sahip olabildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Ama sonuçta bizim bu ülkede huzura ihtiyacımız. Terör olmasın diyoruz. Hepimiz olmasın diyoruz. Şimdi pek çok şey ortaya koydular. ‘Şunu yapcağız, şöyle yapacağız, böyle yapacağız’, biz de her seferinde destek verdik. Ama devam ediyor. O zaman sorgulamamız lazım. Nerede bir eksiklik var? Sorgulamamız lazım, düşünmemiz lazım. İnsanlar adaleti arıyorlar. Adalet kadar güzel bir şey yok. Devletin bir organıyla muhatap olan kişi sonuçta haksızlığa uğradığını düşünüyorsa yargıya başvurup adalet ister. Dolayısıyla siz bunun önüne setler koyarsanız, yargının objektif olarak, hukukun üstünlüğüne, hakimin kendi vicdanına göre karar vermesini engellersiniz o zaman ortaya farklı bir tablo çıkıyor. Bu da pek çok çevrede rahatsızlık yaratıyor. Bu yürüyüşümüzün temel amacı bir haksızlık olmasın, yargılanacaksa insanlar adaletle yargılansın” dedi.
‘ANKARA-İSTANBUL YOLUNUN HER SANTİMİNİ YÜRÜYECEĞİM’
Kılıçdaroğlu, soru üzerine şu ana kada kaç adım attığını bilmediğini söyleyerek, “Üçte birini geldik. Üçte ikisi duruyor. Yolumuza devam edeceğiz. Şöyle bir düşünce var; Gerçekten Kılıçdaroğlu yürüyor mu, yoksa arada bir otobüse binip yola devam edip sonra tekrar mı yürüyor? Her santimini Ankara-İstanbul yolunun her santimini yürüyerek götüreceğim. Arabaya binmek yok. Çünkü her santimini yürüdüğünüz zaman aslında hedeflediğiniz ya da düşündüğünüz adaletin gerçekleşebileceğine inanıyorsunuz. Çünkü siz gösteriş için bunu yapmıyorsunuz. Bireysel çıkarınız için de bunu yapmıyorsunuz. Bu bir partinin de meselesi değil. Ama ülkenin buna ihtiyacı var. İster sağcı olsun, ister solcu olsun, ister ortacı olsun kim olursa olsun. Ülkenin buna ihtiyacı var. Biz bu ihtiyacı dile getiriyoruz. Aslında gönül isterdi ki farklı partilerden, hatta iktidar partisinden olanlar da bize eşlik etsinler. Onların içinden de mağdur olanlar var. Onların içinden de haksızlığa uğradığını düşünenler var. Belki cesaret edemiyorlar, belki daha farklı pozisyonlar var. Ama ortada bir gerçek var. Ankara-İstanbul yolunun her santimini yürüyerek bitireceğim.”
‘KİLO VERMİŞİMDİR’
“Kilo kaybettiniz mi?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Yanımda terazi olmadığı için kilo aldım mı kilo kaybettim mi onu bilmiyorum. Ama büyük bir ihtimalle kilo vermişimdir. Ama öyle çok bariz bir kilo değil. Onu hissetmiyorum. Belki vücut biraz toparlandı. Yürüyüş güzel bir şey. Zaman zaman kaslarda hafif aksamalar oluyor. Sağolsun hocalarımız ona müdahale ediyorlar gereğini yapıyorlar. Beslenme konusunda da hekim arkadaşlarımızın önerilerini dikkate alıyorum. Şimdilik ve bundan sonra da herhangi bir sorun çıkmaz ve bundan sonra Ankara-İstanbul yolunu sorunsuz bitirmiş oluruz.”
BOZKURT İŞARETİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, bozkurt işareti yapmasıyla ilgili, “Samimiyse başımın üstünde yeri var. Yok ülkücü camiayı kandırdığını sanıyorsa kendi kanıyor farkında değil.” açıklaması hatırlatılan Kılıçdaroğlu, “Benim yaptığım her hareket emin olun samimi. İçten pazarlıklı bir adam değilim. Ve hayatım boyunca da olmadım. Neye inanıyorsam, ne düşündüysem onu yapmaya çalıştım. Belki tam yapamıyorum. Eksiğim olabilir, yanlışım da olabilir. Ben bayram sabahı böyle ikircikli yapmacıklı bir tavır içine girmek istemem. Eğer bir bozkurt işareti yapan birisi bana destek veriyorsa, beni alkışlıyorsa benim de ona destek vermem lazım, onu alkışlamam lazım. Ben de adalet istiyorum, o da adalet istiyor. Sonuçta farklı partilerden olabiliriz ama samimi olarak bu ülkeye adaletin gelmesini istiyoruz. Siyasette insanlar eleştirebilirler, beni de eleştirebilirler. Ben de yeri geldiği zaman onları eleştirebilirim. Eleştirinin de belli bir düzeyde olması lazım. Bir ahlaki zemininin olması lazım. Hele bayram ahlakın ne kadar önemli olduğunu hepimiz en azından kendi inanç dünyamızda da yetişme kültürümüzde de bunu biliyoruz. Her söylediğim sözün samimi olduğunu herkesin inanmasını isterim” dedi.
‘DEMEK Kİ İZLİYORLAR PENSİLVANYA’YI’
Başbakan Binali Yıldırım’ın, ‘Adalet Yürüyüşü’nü FETÖ’nün ayakta alkışladığı eleştirisi hatırlatılarak, “Böyle bir bağdaştırmayı nasıl değerlendirirsiniz?” diye sorulan Kılıçdaroğlu, “Vallahi bilmiyorum. Demekki izliyorlar Pensilvanya’yı. Yani kalkıp ayakta alkışladığını banta almışlardır herhalde. Almışlarsa bizde görelim bakalım niye ayakta alkışlıyor” dedi.
Hayır bloğunda yer alan partilerden yürüyüşe katım olup olmayacağı sorulan Kılıçdaroğlu, “O konuları takip etme zamanım pek yok. Arkadaşlarla arada bir konuşuyoruz. Katılmak isteyenler var. Onlar da belli bir zaman dilimi içinde katılabililer” dedi.
‘AÇLIK GREVİNİ BIRAKIN’ ÇAĞRISI
Kılıçdaroğlu, cezaevinde bulunan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’ya açlık grevine son vermeleri çağrısı yaparak, “Buradan o iki değerli arkadaşa seslenmek isterim. Lütfen açlık grevini bırakın. toplumun büyük bir kısmı aslında sizi destekliyor. Siz sadece ve sadece uğradığnıız haksızlığın giderilmesini istiyoruz. Görevinize dönmek istiyorsunuz. Biz de destekliyoruz. Sorgusuz sualsiz görevine son verilen yüz bini aşkın kişi var. Belki bazı işlemler doğru, bazı işlemler yanlış olabilir. Söyleniyor ya ‘At izi it izine karşıtı.’ Demek ki yapılan bir takım işlemlerde haksızlık olduğunu onlar da biliyorlar. Umuyorum kısa süre içinde sizin haksızlığınız giderilmiş olur. Bu iki arkadaşın açlık grevini sonlandırmasını talep ederim, arzu edeim, istirham ediyorum, rica ediyorum. Hayatınızı karartmayın. Çok ağır bir yük üstlendiniz. Çok ağır bir görev üstlendiniz, artık bunu sonlandırın hayatınıza kıymayın” dedi.
HAPİSTEKİ GAZETECİLER
Hapisteki gazetecilere de değinen Kılıçdaroğlu şöyle dedi:
“Hapiste yatan pek çok gazeteci arkadaşımız haksız yere tutulduklarını biliyorlar. Onların yüksek morala sahip olmalarının temel nedeni de haklı olduklarına inanmalarıdır. Haksız yere suçlandılar. Ama sizler basın mensubuzunuz, sizler kamu görevi yapıyorsunuz, halkı bilgilendiriyorsunuz. Hapiste yatan bütün gazeteci arkadaşlarımın da bayramını kutluyorum. Öğrenciler var, haksız yere yatanlar var, kader mahkumu dediklerimiz var onların da bayramını kutluyorum. Hatta haklı yere hapiste yatan vatandaşlar varsa onların da bayramını kutluyorum. Sonuçta hepimiz bu güzel ülkede yaşıyoruz. Bu güzel ülkeyi cennete döndürmek hepimizin ortak görevi. Ama maalesef zaman zaman cehenneme döndürüyoruz bu güzel ülkeyi. Bizler kentlerde yaşayan insanlar olarak çok mutlu değiliz. Sebebi de siyaset aslında. Siyaseti biraz insani değerler üzeride kurmak, hırslardan, öç duygularından, kin duygularından biraz arındırmak gerekiyor. Umarım bu adalet yürüyüşü amacına ulaşır, daha sağlıklı daha sağduyulu eleştiriler yaparız birbirimize karşı.”
Kılıçdaroğlu, açıklaması ardından basın mensupları, yürüyüşe katılan partililer ve vatandaşlara karanfilin yanında şeker ikram ederek bayramlarını kutladı ve beyaz güvercin uçurdu.