CHP lideri Kılıçdaroğlu, bir internet yayınında açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi:
– Demokrasi askıya alındı: 20 Temmuz sivil darbeden sonra Türkiye’de demokrasi büyük ölçüde askıya alınmış vaziyette. Yargı bağımsız değil. Parlamento vesayet atında. Medya özgürlüğüne müdahaleler var. Anayasa ve yasaların bütün hükümleri yeri geldiğinde görmezden geliniyor. Sosyal devlette yardımlar hak temelli yapılmalı. Bugüne kadar lütuf temelli yapıldı. Vatandaş işsiz kaldığında “Ey hükümet bana iş bulmak zorundasın” demek zorunda.
– Parlamenter sistemi getireceğiz: Millet İttifakı’nın iktidarı inşallah gerçekleşecek. Bu olduğunda, önce parlamentoya siyasi ahlak yasasını getireceğiz. Parlamentoyu kirlilikten, yolsuzluğun kaynağı olmaktan, rant peşinde koşmaktan kurtaracağız. Devlette ciddi israf var. Bunun önlenmesi lazım. Bu süreçte herkes fatura ödedi. Fatura ödemeyen bir kesim var: Devletten dolarla garanti alanlar. Bunun önüne geçeceğiz. Devlette saydamlığı getireceğiz. Güçlü bir demokratik parlamenter sistem için hazırlık yapacağız. Dayatmayla değil, bir araya gelerek konuşarak yapacağız.
– Keşke Erdoğan çağrı yapsaydı: (İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in memleket masası çağrısı) Bu çağrı çok önemlidir. Aynı zamanda bir vatanseverlik örneğidir. Bu çağrıyı keşke Meral Hanım yerine Sayın Erdoğan yapsaydı. “Ey siyasi partilerin genel başkanları buyurun gelin, ciddi bir sorunla karşı karşıyayız, biz bu sorunu nasıl aşabiliriz” diye… Buna hepimiz giderdik. Çağrıyı yapması gereken ülkeyi yöneten kişidir. O çağrıyı yapmıyor.
– Bu çağrıya evet diyelim: Ülkeyi bu buhrandan kurtarma bağlamında Meral Hanım bu çağrıyı yaptı. Buradan ben de siyasi partilerin genel başkanlarına çağrı yapmak isterim. Parlamentoda olsun veya olmasın bütün siyasi partilerin genel başkanlarına Meral Hanımın bu çağrısına hepimiz evet diyelim. Bu çağrıyı yönetmek üzere yani bütün siyasi partiler belki böyle bir telekonferans ile bir araya gelebiliriz. Türkiye’yi bu süreçten nasıl kurtarabiliriz, bütün bunları ortaya koyabiliriz.
– CHP’nin ordusu yok: (CHP’den yapılan açıklamalar üzerine başlayan darbe iması tartışması) Bizim ordumuz yok, milletimiz, halkımız var. Halka gideceğiz. Vatandaşımızdan oy isteyeceğiz. Darbelerin bize getirdiği büyük sıkıntıları biz biliyoruz. CHP’nin büyük bedeller ödediğini biliyoruz. Bu tamamen yapay bir gündem, sıkışmışlığın getirdiği bir şey. Ne zaman ki CHP iktidara yakındır, darbe söylemleri her dönem olur.
– MHP sandığı gösteriyor: (Semih Yalçın’ın açıklaması) MHP’nin içinde ne oluyor ben onlara girmek istemem. Bütün siyasi partilere de saygım vardır. Yani her siyasi partinin temel hedefi iktidar olmak ve ülkeyi yönetmektir. Dolayısıyla ‘şimdi artık üç hilalin zamanı geldi, tek başına iktidar olma zamanı geldi’ demek ne demektir? Sandığı göstermek demektir. Ama sonra süratle bu düzeltildi. O anlama gelmesin gibilerinden… Daha da önemlisi Berat Albayrak’a verilen destek. Albayrak’ın bu memleketin ekonomisine neleri yaptığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla bütün bu günahların sorumluluğu, onlara destek veren Cumhur İttifakı’nın diğer aktörlerindedir. Bu memlekette ne yapıldıysa bu süre içinde Cumhur İttifakı’nın diğer aktörü de yapmıştır.
– Kumpasları aşmak mümkün: Gelecek Partisi ve DEVA için, onların seçime girmemesi için acaba bir kumpas yaparlar mı, geçmişte İYİ Parti’ye yaptıkları gibi… Öyle bir kumpas yaparlarsa demokratik yöntemler içinde bütün o kumpasları aşmak mümkündür. Her siyasi partinin seçimlere girmesini isteriz. Biz o nedenle yüzde 10 seçim barajının da yanlış olduğunu… Darbeciler getirdi. Darbelere karşıysan darbecilerin getirdiği düzenlemeye de karşı olman lazım.
– Ciddiye almamak lazım: (Sevda Noyan’ın açıklamaları) Bu kadını aslında tartışma konusu yapmak bana göre çok yanlış. Bir zihniyeti tartışma konusu yapmamız lazım. Darbe girişimine karşı parlamentoya ilk gidenler CHP milletvekilleridir. Bunlar yetiştirilmiş insanlar. Özgürce düşünmeyen insanlar. Televizyonlara gündem değiştirmek amacıyla çıkarılıyor. Bu meczupları aslında konu yapmak da son derece yanlış. FETÖ zamanında FETÖ’nün televizyon kanallarında program yapanlar, paralar alanlar şimdi kalkmışlar darbe çığırtkanlığı yapıyorlar. Ciddiye almamak lazım. Millet işsiz kardeşim.
– Gazeteci gücü denetler: (Tutuklu gazeteciler konusunda) Gazeteci kalemini satmaz, kalemini kiralamaz. Gazetecilik bir kamu görevidir, halk adına millet adına yazar. Gazeteci gücü denetler. Antalya Serik’te 500 bin lira rüşveti kim aldı? Ama yolsuzlukları yazdı diye Murat Ağırel hapiste. Haber yaptı diye, doğru haber yaptı diye Barışlar içeride.