CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, 8 Haziran günü Fatih Camisi’nde CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ayaklarının önüne kurşun bırakılmasıyla ilgili basın açıklaması yaptı.
CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda İl Başkanı Cemal Canpolat ile düzenlediği basın toplantısında olayın sonrasında yaşananlarla ilgili açıklamalarda bulunan Tekin, 8 Haziran günü Fatih Camisi’nde düzenlenen cenazetöreninde devletin bütün kademelerindeki yöneticilerin orada bulunduğunu ifade etti.
Herkesin gözü önünde, Kılıçdaroğlu’nun ayağının önüne kurşun bırakıldığını dile getiren Tekin, öncesinde de sözlü sataşma olduğunu söyleyerek,
“Bir kısım kirli gazeteler de şu manşetle verdi, ‘Şehit yakını’ diye. Biz de bunu kendimize dert edindik, olur ya şehit yakını olabilir, duygularını kontrol edememiş olabilir, kaldı ki öyle olsa bile o duygusal öfkesini başbakana, bakanlara söylemesi gerekirken sayın genel başkanımıza söylemesi son derece manidardı” dedi.
Tekin, araştırmaları sonucunda Kılıçdaroğlu’nun önüne kurşun atan Yusuf Tezel isimli şahsın Belçika vatandaşı olduğunu, olaydan önce Türkiye’ye geldiğini ve olaydan sonra emniyette bir süre tutulduktan sonra Belçika’ya geri döndüğünü aktardı.
Başbakan Binali Yıldırım’a, Belçika hükümetine ve Belçika Ankara Büyükelçiliği’ne konuyla ilgili yazdığı mektupları da paylaşan Tekin, Başbakan Yıldırım’a yazdığı mektupta şu sorularının cevaplandırılmasını istirham ettiğini kaydetti:
“8 Haziran 2016 günü İstanbul Fatih Camisi’nde gerçekleşen, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ayağının dibine tabanca mermisi atılması olayının faili Yusuf Tezel, olayın ardından emniyet güçlerince nereye götürülmüştür? Yusuf Tezel’in götürüldüğü emniyet binasında, binada görevli emniyet görevlileri kendisiyle hatıra fotoğrafı veya video çektirmiş midir? Yusuf Tezel’in götürüldüğü emniyet binasında, binada görevli emniyet görevlileri kendisine ‘aferin’, ‘kahraman’ gibi övgü sözleri kullanmış mıdır? Şüphelinin kendi ifadesine göre ‘misafir’ olarak emniyet binasına gitmesindeki asıl gerekçe’medya boyutu’ mudur? ‘Misafir’ olarak ağırlandığı sürede kendisine diğer şüphelilere sağlanmayan ne gibi haklar sağlanmıştır? Şüpheli Yusuf Tezel’in hukuk düzeni ve devlet otoritesini aşağılayan ve herkese açık olarak sosyal medya hesabından pervasızca paylaştığı sözleri emniyet güçleri tarafından fark edilmiş midir? Şüphelinin ’emniyette misafirlik’, ‘işlemlerin medyanın gözünü boyamak için yapıldığı’, ‘kendisinin bu eylemi nedeniyle sıkıntı yaşamayacağı’ ve ‘devlet bizim, sıkıntı yok’ sözleri ışığında soruşturmada herhangi bir derinleştirme yapılmış mıdır? Önceki talihsiz olaylar tecrübesi üzerine, bu olayda da FETÖ bağlantısı ihtimali üzerinde durulmakta mıdır?”