Yazar:Muhittin Durmaz
Cumhuriyetin kuruluşunun 92. yıl dönümü;resepsiyonlar,törenler,hamaset nutukları,bu gün bari kinimi bırakayım demeyen yöneticilerin “bunlar vals yapar,Timur gibi millete eziyet ederdi” açıklamaları içerisinde kutlanıyor.
92 yıl evvel emperyalist işgalcileri Anadolu coğrafyasından atan yoksul Anadolu halkının zaferini taçlandırmak için,egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğunu tüm dünyaya haykırmak için ilan edilen Cumhuriyet,bu gün belki de yok edilme sürecini yaşıyor.
Kurtuluş Savaşı yıllarında işgalcilerle iş birliği yapan dinci,yobaz güruhu bu gün karşı devrimlerinin son vuruşunu yapmaya hazırlanırken,toprağı terör örgütlerine teslim edilmiş,Misak-ı Milli yok edilme sürecine sokulmuş,Ege’de bulunan 16 Türk adasına Yunanistan el koyup,vali atamış,Yurt dışında tek toprağımız olan Süleyman Şah Saygı Karakolu PKK’nın Suriye koluyla başarılı bir şekilde!terk edilmiş,Türkiye’den 16 vilayet isteyen Barzani Diyarbakır meydanında “Kuzey Kürdistan’a hoş geldiniz Sayın Barzani” sözleriyle karşılanarak,Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin toprakları tartışmalı hale getirilmiştir.
Tüm bunların sonucunda neyi kutluyoruz ve bundan sonra kutlanacak ne kaldı sorularını sormak gerekir.
İşgal yıllarının iş birlikçilerine İskilipli Atıf’tan,Kürt Said’e iade-i itibarların verildiği bir zamanda,Kurucu İradenin diktatör ve katil ilan edildiği bir zamanda onların kurduğu Cumhuriyetin kutlanacak neyi kaldı ki onu kutlayacaksınız?
Tek adamlık ve halifelik tartışmalarının gölgesinde,çağdaş ve bilimsel eğitimin yerini medrese eğitimleri alırken,Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençler dindar ve kindar olarak yetiştirilirken,Cumhuriyet mi kaldı ki neyi kutlayacaksınız?
Kutlamanız gereken bir tek şey kaldı,eğer hala satılmamışsanız,benim özgürlüğümden elini çek deme cesaretine sahipseniz,muhalif olmanın bedel ödemekten geçtiği şu günlerde hala Cumhuriyetçiyim diyorsanız,eğilmeyen başınızla,bayrağınızla,gerçek önderinizle çıkın meydanlara ve bu ülkede hala Cumhuriyetçiler var demenin onurunu kutlayın…