Cumhuriyetin kuruluş felsefesinden ve toplumun farklı inançlarının çimentosu olan laiklikten hızla uzaklaşılırken,dünyada kendi dilinde okuduğunu anlayamayan,matematik ve fende Afrika ülkeleriyle aynı kategoride olan çocuklara cihat kavramının öğretileceği adeta bir müjde olarak açıklandı.
Gelişmeyi duble yol,avm,tüp geçit,köprü,hava alanı yapmak olarak algılayan iktidar,eğitimi tabii ki cihata bağlayacaktı.
Dindar ve kindar nesle giden yolda geçmişte ki icraatlarını hatırlayın;Avrupa ülkeleri CERN deneyini yapıp,dünyanın oluşumunu araştırırken,AKP iktidarı bilimde Avrupa’nın gerisinde kalmamak için,ilk okul mezunu bile olmayan,tarikat yuvalarında eğitim almış,bölgesel din adamı denebilecek Mele’lere alim sıfatıyla kadro verdi.
Bu ülkenin bilim kuruluşu TÜBİTAK’ın başında ki şahıs,Avrupa’lı bilim insanlarını CERN deneyi ve Tanrı parçacığı aradıkları için,her iyi müslüman gibi uyardı;”Allah’a şirk koşmayın..”
Tabi gavur yine gavurluğundan vazgeçmedi,neden? onlarda cihat kavramı yok.
Bu sadece müfredata konulan cihat kavramıyla da ilgili değil,28 Şubat mağduriyetiyle iktidar olan ve hep mağdur ve kandırılmış olan AKP,Üniversitelerde türbana özgürlük getirirken,neden sadece üniversiteli kızlar özgür olsun? sorusuna cevabı çabuk buldu;ilk öğrenimden itibaren bütün kızlara türban özgürlüğü sunuldu.
Fakat yetmedi,4-5 yaşında ki ana sınıfına giden kızları da ileride ki özgürlüklerine alıştırabilmek için türbana,çocuk gelinliğe alıştırabilmek için gelinliğe soktular.
Dindar ve kindar nesil yetiştirmek öyle kolay bir iş değil,bi hakkıyla hakkını vermek gerek dediler,dinci vakıflara Milli Eğitimin asli görevini yükleyip,Aladağ faciasında ölen kızları şehit,Ensar Vakfında tecavüze uğrayan 45 çocuğu bir kereden bir şey olmaz deyip,fasulyeden saydılar.
Bir çocuk değil,45 çocuk,üstelik bu 1 yılda ortaya çıkarılan diyenlere,gösterilen tepkiye bildiklerini okuyarak karşılık verdiler.Neden? cihat yolunda her şey mübahtı ve Kemalist,statükocu hatta ve hatta Ergenekoncu kafalar bunu anlayamazdı.
Eğitimde gösterilen ataklar cihatla sınırlı değil,4 milyon Suriyeli’yi geri dönmemek üzere alınca,iletişim sorununa çareyi buldular;Türk çocuklarına ana dilde eğitimi Arapça olarak vermeye başladılar.Yanlış okumadınız,Suriyeli çocuklara Türkçe değil,Türk çocuklara Arapça..
Tabi ki yine haklılar,biz yollara dökülüp,Suriyeli kardeşlerimiz gelsin,biz Arapça’da öğreniriz dediğimiz için,yine haklılar.
Cihat kavramında o kadar samimiydiler ki,Fethullah Gülen’i alim sanıp,eğitimi ele geçirmesini sağladılar,ne istediyse verdiler,yeter ki alnı secdeye değen ve cihatçı bir nesil yetişsin diyerek,her türlü fedakarlığı yaptılar.
Nereden bilsinler bu Vatikan ajanı hepsini kandırmış! 17-25 Aralıkta gördüler.
FETÖ’nün yetiştirdiği altın nesil olsa olsa tenekedir deyip,devlet içinden temizlemeye başladılar.
Cemaat bitirilir,ama cihatı öğretecek cemaat bitmez düsturuyla İsmal Ağa’dan,Nurculara,Menzilcilere başka cemaatlerle yollarına devam ettiler.
Cihat kavramı bu kadar önemlidir yani.
Gerçi bir zamanlar alim dedikleri,memleketi parsel parsel verdikleri Fethullah’ta salya sümük ağlayarak,”İlim,ilim,Allah’sız ilim,olmaz olsun Allah’sız ilim..”diye ağlama krizine girip,dindar nesil yetiştirmenin gereğini bir çuval peçete,20 kilo kolonya harcayıp,baygınlıklar geçirerek ifade ettiyse de,ne demişler;Hoca’nın dediğini yap,yaptığını yapma.
Yani,cihatı öğret,dindar ve kindar nesil yetiştir,ama darbe yapma.
Yapmaya kalkarsan bu millet yeni bir destan daha yazar,seni tükürüğüyle boğar..
Yersen..