Ankara katliamının sonrasında en yakındaki hastane olması nedeniyle ağır yaralıların neredeyse tamamının götürüldüğü Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Başhekimi Nurullah Zengin, yaşananları anlattı.
Hürriyet’ten Meltem Özgenç’in haberine göre; kendisi de acil servise inip müdahalede bulunan Zengin’in anlatımı, korkunç patlamanın ardından yaşananları ve patlamanın boyutlarını gözler önüne serdi:
“10 Ekim günü saat 10.10 civarında hastanenin acil servisinde bulunan koordinatörlüğümüzden telefon aldım. Garda patlama olduğunu, bize de yaralıların geleceğini söylediler. Açıkçası olayın boyutlarının bu derece büyük olduğunu bilmiyorduk. 10.14’te ilk hastamızı kabul ettik. 2 saat içinde acil servisimize 121 yaralı geldi. Bu sayı kapasitemizin çok üzerindeydi ancak yapacak bir şey yoktu. Bir afet anıydı. Bütün sedyeler acil servise nakledildi. Tüm personel de acile geldi. İzinli personel b iz çağırmadan hastanedeydi. Emekli hemşirelerimiz bile geldi. Başka hastaneden doktor ve hemşire arkadaşlar da yardım önerdiler. Neredeyse hasta kadar hekim arkadaşımız oldu. İhtiyaç olursa çağıracağımız ilettik onlara. Olay günü ilk anda 10 ameliyathaneyi açarak cerrahi müdahaleye başladık. Bu, gün içinde 18’e çıktı. Normalde en fazla 2-3 ameliyat birden yapıyoruz.
DOKTORLARA PSİKOLOJİK TEDAVİ
Genç bir doktor arkadaşımız genç bir yaralıyı kaybettiğini söylerken çok üzgündü. Çok büyük bir duygu yoğunluğu yaşadık. Bu acı güne şahitlik eden doktorlarımızdan bazılarında ‘travma sonrası psikolojik bozukluk’ diye bir durum oldu. Özellikle ilk müdahaleyi yapan iki doktor ve hemşireye psikolojik rehabilitasyon uyguluyoruz. Çünkü bu arkadaşların gece uyumadıklarını ve sürekli olayı hatırladıklarını fark ettik.
İlk etapta 70 kişiyi yoğun bakıma yatırdık. Bugün itibariyle 14 yaralı var, bunların 4’ü yoğun bakımda, hayati tehlikeleri var. 9 hasta kaybettik, 8’i ilk gün öldü. 5’i zaten ölmüş olarak gelmişti. Ben hasta yakınlarına da çok teşekkür ediyorum. Soğukkanlı davranıp bizimle işbirliği yaptılar. Biz acıyı da paylaştık, bilgiyi de. Hastane bahçesine kriz masası da kuruldu. Bir sivil toplum organizasyonu. İzin verdik çünkü yardım etmek istiyorlar. Sağlık Bakanlığı’ndan da olayın psiko-sosyal yönüne dikkat etmemiz gerektiği uyarısı yapıldı. ‘Konaklamadan, transfere ve tüm ihtiyaçlar dahil karşılayın’ dediler.
Acile müracaat eden hastalara ‘senin sosyal güvencen var mı?’ diye sorulmasına zaten devlet müsaade etmiyor. Ücret talep edilmedi. Olursa da yanlış. Bir hasta morgda bulundu gibi söylentiler çıkmıştı. Duyunca şaşırdık. Söyledikleri kişi, ilk gelen hastalardan biri. 1.5 saatlik acil müdahalenin ardından 2 saat kadar da ameliyathanede bulunan bir hasta. Cuma yoğun bakımdan çıktı. Normal servise aldık. Niye böyle bir şey yazıldı, bilmiyoruz.”