Balyoz Davası’nda hüküm giyen, ancak daha sonra “kumpas” olduğu ortaya çıkınca beraat eden askerlerin, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Necdet Özel’i, devlet içinde sahte belgeler ve dijital veriler üreten çete bulunduğuna ilişkin 4 yıl önce, 128 imzalı bir mektupla uyardıkları ortaya çıktı.
Sözcü‘den Saygı Öztürk‘ün haberine göre, eski Sahil Güvenlik Komutanı emekli Koramiral Can Erenoğlu, 28. Genelkurmay Başkanı’nın tüm uyarılara kayıtsız kaldığını öne sürdü “O yüzden Necdet Özel’in özrü kabul edilemez. Kendisini adil ve tarafsız yargının vicdanına bırakmalı” dedi.
ÖZEL’İN HASDAL ZİYARETİ
Can Erenoğlu, Orgeneral Necdet Özel’in, 2011 yılının ekim ayında Hasdal Cezaevi’ne yaptığı ziyarette, “Mahkeme heyetine saygılı davranın, savunmaları kısa tutun. Benim yöntemlerim öncekilerden farklı. Kendi uzlaşmacı yöntemlerimle bu işi çözmeye çalışacağım. Yoksa diğerleriyle birlikte istifa ederdim. Ancak kendime göre bir limitim var. Bana biraz süre verin. Başaramazsam yerimi daha iyisini yapacak bir arkadaşa bırakırım” mesajı verdiğini belirtti.
‘SUSUN, YATIN’ TAVSİYESİ
Davayla ilgili olarak basına tek söz etmeyen, Özel’in değişik tarihlerde “Kamu görevlisi olarak düşüncelerimi ilgili ve yetkili olduklarını düşündüğüm makam sahipleriyle paylaştım ve görevimi yaptım. Kamu görevlisi olarak her yerde konuşamam” dediğini hatırlatan Erenoğlu, “Açıkçası Özel, ‘Geçmişi unutun, davayı gündemde tutmayın, susun ve yatın’ mesajı verdi” dedi.
İŞTE O MEKTUP
Erenoğlu, Özel’in bu açıklaması üzerine 24 Ekim 2013 tarihinde Silivri B-8 Koğuşu’nda yatan Orgeneral Bilgin Balanlı, Tümamiral Semih Çetin, Tümgeneral İsmail Taş, Tümgeneral Yalçın Ergül, Tuğgeneral Erhan Pamuk ve Tuğamiral Osman Kayalar’la birlikte, 128 imzalı bir duyuru hazırladıklarını belirtti. Erenoğlu cezaevinden Necdet Özel’e gönderilen 13 Mart 2012 tarihli 128 imzalı mektupta yazdıklarını şöyle hatırlattı:
“Sahte belgelerin, dijital verilerin, devletin imkânlarını kullanan ve onun içinde örgütlenmiş bir çete tarafından oluşturulduğu malumlarınız olmalıdır. Buna rağmen mahkeme heyeti bu güne kadar bütün ara kararlarda ‘kuvvetli suç şüphesiyle’ sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vermiştir. Artık bizlerdeki inanç odur ki, adımıza oluşturulan atılı suçlamaya konu dijital verilerin oluşturulduğu tarihte Mars’ta bulunduğumuzu mahkeme heyetine kanıtlasak da, savcı bizleri suçlayan mütalaasından vazgeçmeyecek ya da seminerin bir darbe planının konuşulduğu seminer olmadığını bin kere ispatlasak dahi sonuç değişmeyecektir. (…)
Halen de hukukun olmadığı bir ortamda hukuk mücadelesi vermeye devam ediyoruz. Mahkemenin hakkımızda önceden verilmiş bir kararın gereğini yerine getirmeye yönelik bir araç olduğu düşüncemiz maalesef gerçekleşiyor ve ne yazık ki yakın bir süre sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nin fedakâr ve cefakâr personeli sahte dijital verilerle suçlu ilan edilebilecektir. Sayın Komutanım, gelinen bu durumda haksız ve hukuksuz olarak silah arkadaşlarınızın hüküm giymesine rıza göstermeyeceğinizi biliyoruz. Bir kez hüküm giyildikten sonra Silahlı Kuvvetler’in üzerine atılan bu iftirayı temizlemek için çok geç kalınmış olacaktır. Durumun vahameti ve aciliyetini saygılarımızla arz ederiz.”