Onlar rantın milliyetçisi, vatanın değil. 32 gün CHP’yle koalisyon görüşmesi yapıldı, İmam Hatip ve Dış İşleri için anlaşamadıklarını söylediler.
Ben de imam hatip kökenliyim 1982’de 2. sınıftan terkim. Allah, Kuran, kitap, Arapça; ben bilirim. Şehitliği cenabı Allah bana seçti verdi. Oğlum da bu felsefeyle yetişti. Vatan şehitlerin kanıyla ayakta duruyor. Benim 4 evladım vardı. Dünyam karardı, üçüncü yıldızım kaydı.
Hepsi birbirinden değerli. Bizim helalle çocuklarımızı büyüttüğümüzü herkes bilir. Hepsi vatanına, milletine, arkadaşına, Trabzonuna, Tonyasına, Türkiyesine, dünyasına bağlı. Biz Atatürk milliyetçisiyiz. Biz Çanakkale’yi kurtaranların milliyetçisiyiz. Öyle rantın değil” ifadelerini kullandı.
CUMHURBAŞKANI-BAŞBAKAN ARAMADI
“Trabzon’da üç şehit var. Hepsi vatan için toprağa düştüler. Ahmet, Samet, Soner bunların ayrımı olur mu? Bizi ne Cumhurbaşkanı ne de Başbakan aradı. Daha doğrusu arayamadı” diyen 48 yaşındaki baba Muhammet Yıldırım, oğluna yaşanan kaos ortamı, artan terör saldırıları nedeniyle mesleğinden istifa etmesi için yalvardığını anlattı.
Acılı baba, “İzne geldiğinde istifa etmesi için yalvardık. Bana konuyu açmayın dedi. Oğlumun gözü karaydı, hiç korkusu yoktu. ‘Soner gitmeyecek, Ahmet gitmeyecek, Mehmet gitmeyecek kim gidecek bu vatan için’ dedi bize”ifadelerini kullandı.
ŞEHİTLER HAKKINI HELAL ETMEZ
“Kim bunlara destek veriyorsa, ben bunlara hakkımı helal etmem. Şehitlerimiz de etmez” ifadelerini kullanan Muhammet Yıldırım, “Vatana elbette canımız feda. Ancak vatan olmadan din olmaz. Müslümanlık göstermelikle olmaz. Onu sadece Allah bilecek. Ben 23 senedir helalinden kazanıp da çocuklarıma yedirdim.
Harama el sürmedim, gözümde olmaz. Dünyadaki bütün Türklere ve Müslümanlara sesleniyorum. Bu memleket o kadar ucuz değil. Bu memleket şehitlerin yüzü suyu hürmetine ayakta duruyor. Sen 3 seneden beri çözüm diyorsun, onlar dünyanın silah yığınağını yapıyor.
Yüzlerce yazışma var emniyetin elinde operasyon için. Sen dokunma çözüm var dedin. Peki çözümü niye yıktın? PKK’nın ne olduğu belli senin istihbaratın ne iş yapıyor? Böyle bir şey olabilir mi? Benden olmayan bizden değil. Böyle bir zihniyet olabilir mi?
Bizim ülkemizde dünyanın en karışık ırkları mezhepleri yaşıyor. Bu ülkede asıl bizden olmayan dediğin insanlar canlarını kaybediyor. Her şey ortada ve hala ders almıyoruz. 24 yaşında çocuğu toprağa verdik. Bu ülkede insana değer verilmiyor” diye dert yandı.
BU İŞİN ÇÖZÜMÜ MECLİSTİR
Yıldırım, “Bu meselenin çözümü meclisten başlar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları 550 kişi seçip göndermiyor mu meclise. Her meslekten insan oy kullanıyor. Sivil Toplum Örgütleriyle görüşülüp ortak nokta neyse ortaya çıkarılır. Hep benim dediğim olacak diyerek olmaz bu iş. Ortak akılla, fikirle, tartışmayla beraber sonuca varılır. Vurup kırmayla, sonuna kadar savaş yapmayla çözülmez bu iş.
Zamanında Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanıyım demişti. Kula kulluk edilmez Allah’a kulluk edilir. Birilerinin projesi altında memleket yönetilmez. Bu memlekette her türlü insan yaşıyor. Kürdü, Lazı, Çerkezi, Abazası, Sünnisi, Alevisi…
Terörü kazıyacağız dediler 3 senedir adamlar silah yığıyor. Kobani sonrası eğittiğiniz PYD’ye verdiğiniz silahlar Sonerimi, Sametimi vurdu. Bizi kendi silahımızla vuruyorlar.Savaş varsa hep beraber gidelim. Ancak seçimleri kazanmak için hep ötelendi bu sorun. Hep seçimler yüzünden. Milletin 3 yıldır gözüne perde indirdiler. Ama Dolmabahçe’de 10 maddeden sonra ortalık karıştı” dedi.
Şehit babası Yıldırım, “Cenaze töreninden alttan alttan; vali, emniyet müdürü gelecek aman tepki vermeyin dediler. İnsanların canı gitti, sen onu ifade etmesine bile müdahale ediyorsun. O tepkiler görülmesin yazılmasın derdindeler. Bizim devletimize bağlılığımızı kimse sorgulayamaz. Cenazeden bile rant sağlamaya çalışıyorlar. Biz susarsak bu ülke biter, amaçları da bitirmek zaten” diye konuştu.
Kaynak: Kuzeyekspres.com