Kadir Topbaş, İBB başkanlığının Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlıktan sonra Türkiye’deki en büyük güç ve dünyada çok saygın bir görev olduğunu belirterek, başkanlığı bırakma kararının anlık olmadığını, son bir aydır düşündüğünü söyledi.
Topbaş, “Yıllık 42 milyar liralık bütçeye sahip böyle bir gücü bırakarak, makam ve mevkiye bağlanmış olmadığımızı gösterdik. İhtiraslarımız olmadı, İstanbul’u görev aşkıyla yönettik. Yolsuzluklara pirim vermeyi bırakın, yanımızdan dahi geçmedi. İstanbul’da belki bin tane şantiye var, müteahhitleri tanımam. Öyle bir dönem ki; Türk siyasi hayatında kayda düştü. Siyasetin makam ve mevki için yapılmayacağını, gerektiği zaman onur ve şerefle, izzet-i ikbal ile Babıali’den ayrılmayı bildiğimizi göstermiş olduk hamdolsun. Türkiye’nin birçok yerinde arayıp üzüntülerini belirtenler var. Bu her siyasiye nasip oymayacak çok önemli bir şey. Beni sevenler üzüldüler biliyorum. Kusura bakmasınlar, böyle olması daha hayırlı” diye konuştu.
Topbaş, “Soruyorlar, ‘yorgun mu ihanet mi’. Benimle iş yapan arkadaşlar sabahın 3’ün de 5’in de eve bırakıp bir kaç saat sonra evden aldıklarını bilirler. Benim ekiplerim yedekleri var benim yedeğim yoktu. Türk siyasi hayatı bunu kayda düştü, siyasetin makam mevki için yapılmayacağını gerektiğinde onur ve şerefinle devlet kapısından ayrılmanın bir gereği olduğunu bildi. Bu benim şahsı kimliğim. İnşallah AK Partililer arasından bir kardeşimiz belediye başkanlığı koltuğuna gelecek. Sizden dileğim arzum şu çok daha fazla çalışınız. ‘Başkan ne güzel bir ekip kurmuş demek ki başarısının arkasında bu arkadaşlar var’ densin” diye konuştu.
İstifanın reddettiği 5 imar dosyasının meclisten geçmesine bağlanmasıyla ilgili de konuşan Topbaş, “Şunu özellikle belirtmek istiyorum; Bilerek hiçbir yanlış yapmamaya özen gösterdim. Gerektiğinde duruş sergileyerek aynı siyasi partiden olmamıza rağmen 3 ayrı bakanlığımıza dava açtık. Dosyalardan bahsediliyor geçmişte de benzer dosyaları iade ettiğimiz oldu. Bu farklı bir davranış olarak değerlendirilmemeli” dedi
Kadir Topbaş, “Rabbimden bundan sonraki hayatımla ilgili hep şunu niyaz ettim; ‘Ya Rabbi, bundan sonraki ömrümü İslam’a, Müslümanlığa ve insanlığa adıyorum ve hizmetleri buralarda yapmak istiyorum. Bana bu fırsatı ver’ dedim. Partimden ayrılmadım. Ama bundan böyle idari ve siyasi bir görev beklemiyorum. Bundan sonra UNACLA Başkanlığı görevimi devam ettirerek, her bölgeye giderek, orada tüm insanlık için hayırlı işler yapmaya çalışacağım. Belediye başkanlığı koltuğuna inşallah AK Parti’den bir arkadaşım gelecek. Sizden ricam, benim dönemlerimden daha fazla çalışmanız. Ki bu şehirde hizmet devam etsin. Bize danışıldığında da hiç yüksünmeden bilgi ve deneyimlerimizi cömertçe paylaşmaya hazırız. Savaşları askerler yapar, zaferler komutanlara yazılır. Benim başarımın asıl sahibi sizsiniz” dedi.
“İnsan her şeyi affeder, ama adam yerine konulmamayı affetmez” sözünü, Başkanlığı boyunca herkese değer verdiğini anlatmak amacıyla kullandığını aktaran Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü; “Beyoğlu Belediye Başkanlığımdan itibaren odama elini bağlayarak, boynunu bükerek giren müdürlerime, Allah’tan başkasının önünde el bağlama, boynunu bükme dedim. Kimseye el bağlatmadım. İşte bu bahsettiğim, ‘İnsan şeyi affeder, ama adam yerine konulmamayı affetmez’ sözünün tezahürüdür. Bugün İstanbul güzel hizmetler aldıysa, bu davranışımdan ve ekip çalışmasından dolayıdır. Hayatımda hiç yoruldum da demedim. Meşguliyet değiştirerek, başka bir işle dinlendim” diye konuştu.