Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2015 yılına ilişkin 3. çeyrek gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) verilerini açıkladı.
Milli gelir söz konusu dönemde geçen yıla kıyasla yüzde 4 artışla 34 milyar 934 milyon TL oldu. Böylece 9 aylık dönemde milli gelir yüzde 3.4 artarak 97 milyar 235 milyon TL’ye ulaştı.
Cari fiyatlar ile baktığımızda ise söz konusu dönemde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 12.1’lik artan GSYH, 518 milyar 637 milyon TL oldu. Buna göre 9 aylık dönemde milli gelir yüzde 11.1’lik artışla 1 trilyon 445 milyar 614 milyon TL’ye çıktı.
DOLAR KURU ÇARPTI
Üçüncü çeyrekte ekonomi sabit fiyatlarla yüzde 4 büyümesine karşın, dolar kurunun söz konusu dönemde hızlı artması nedeniyle dolar bazında yüzde 14 daralma yaşandı. Buna göre geçen yılın aynı döneminde dolar bazında milli gelir 214.1 milyar dolarken, bu yıl 184.1 milyar dolara geriledi. Son 9 ayda dolar bazlı milli gelirdeki daralma da yüzde 9.3’ü buldu.
Bu veriler ışığında kişi başına düşen geliri hesaplamak için son 4 çeyreği ele aldığımızda toplam milli gelir büyüklüğü 742.7 milyar dolar oldu. OVP’de 2015 sonunda beklenen nüfusa böldüğümüzde kişi başına düşen gelir 9 bin 555 dolara indi. Dünya ile kıyasladığımızda TL’deki değer kaybı, vatandaşı 835 dolar fakirleştirdi.
SAHTE BÜYÜME
Çarşamba günü başlayan 6. Boğaziçi Zirvesi’nde konuşan Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, buradaki konuşmasında, “Sahte ekonomi kârdan çok zarar getiriyor. Şunu da biliyoruz ki refah kesinlikle başkalarının bedel ödeyeceği şekilde elde edilmemelidir” dedi.
Son çeyrekte gelen büyüme verisine baktığımızda Dinçer’in dikkat çektiği sahte bir büyüme yaşandığı görüldü.
Kamu harcamaları üçüncü çeyrekte yüzde 7.8 ve halkın tüketim harcamaları yüzde 3.4 arttı. Büyüme böyle sağlandı. Üretim ayağına bakınca; ihracat yüzde 0.6 ve yatırımlar yüze 0.5 geriledi. İthalattaki daralma ihracattan fazla olunca büyümeye olumlu etki yaptı.
Sanayi üretimi aynı dönemde sadece yüzde 1.5 artarken, tarım sektörü yüzde 11.1 ve hizmetler sektörü yüzde 5 büyüdü.
‘İDEAL DEĞİL’
Büyüme verilerini değerlendiren ALB Forex Analisti Enver Erkan, şu değerlendirmeleri yaptı: “Türkiye ekonomisi 3. çeyrekte, genel olarak yüzde 2.5-3 bandında yoğunlaşan beklentilere karşılık yüzde 4 büyüme kaydederek sürpriz bir performans gösterdi. Büyümenin içeriğini incelediğimiz zaman harcama ve tüketim kalemlerinin daha fazla ön planda olduğunu görmekteyiz.
Bu durum gelişmiş ülke ekonomilerinde belki şu anda arzulanan bir tablo olabilir, ancak sanayi üretiminde istikrarı sağlayamayan ve yoğun şekilde ithalata bağlı olarak ihracat yapan bir ekonomik modele sahip olan Türkiye’de önemli olan üretim ve yatırımlarla ilgili kalemlerin katkısıdır.
Büyümeye giren kalemlerden hane halklarının nihai tüketim harcamaları sabit fiyatlarla yüzde 3.4 artış göstermiş. Devletin nihai tüketim harcamasının ise aynı hesaplama yöntemiyle yüzde 7.8 artış gösterdiğini gözlemlemekteyiz. Bu tablo mali politikalar açısından ideal bir görünüm ortaya koymamaktadır.’’
TİM: YIL SONU YÜZDE 3’Ü AŞARIZ
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, yaptığı yazılı açıklamada büyüme verilerini şöyle değerlendirdi: “Beklentimiz bu yılın tamamına ilişkin yüzde 3’ü aşacağımız yönünde. Türkiye’nin ihracat odaklı büyümeye daha fazla önem vererek uzun vadeli hedeflerine ulaşacağına inanıyoruz. 3. çeyrekte net ihracatın büyümeye katkısının çok düşük de olsa pozitif olmasına memnunuz. Yılın son çeyreğinde ise net ihracatın büyümeye katkısının daha da artmasını bekliyoruz.’’
İSO: SANAYİ İLE BÜYÜMELİYİZ
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Türkiye’nin sanayiye dayalı büyümeye ihtiyacı var” başlıklı açıklamasında şunları kaydetti: “Türkiye’nin 3. çeyrek büyüme verileri, ülkemizin artık belli bir baz büyümede gitmeyi başardığını göstermektedir. Fakat sanayinin bu baz büyümeye katkısının son derece düşük olduğunu görmekteyiz. Türkiye’nin artık sanayi payının yüksek olduğu niteliksel bir büyüme modeline ihtiyacı vardır.”
DALGAKIRAN: HÂLÂ YETERSİZ
Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran da, yüzde 4’lük büyümenin olumlu bir işaret olmasını diledikleri belirtirken, büyümenin henüz hâlâ yetersiz olduğunu ve cari açık tehlikesine karşı ihracatı artırıcı politikaların gerekli olduğunu vurguladı. Türkiye’ nin uzun dönemli büyüme eğiliminin yıllık yüzde 5-5.5 civarında olduğunu vurgulayan Dalgakıran, “Bir yandan eksik büyüme dönemlerinin kayıplarını telafi etmek, bir yandan da artan nüfusumuza istihdam sağlayabilmek için yüzde 6-7’lik büyüme hızlarını hedefleyecek politikaların ne olabileceğini ciddiyetle düşünmemiz gerekiyor” dedi.