Independent gazetesinin deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, 15 Temmuz sonrası gerçekleştirdiği Türkiye ziyaretinden izlenimlerini kaleme aldı.
BBC Türkçe’nin aktardığına göre Fisk, darbe girişimi sonrasına alınan sert önlemlerle ağırlaşan havaya dikkat çekti.
Fisk, makalesine, “Erdoğan, OHAL’i 90 gün uzattı ve Türk Lirası değer kaybetti. Sanırım‘normalleşme süreci’ dedikleri şey bu” sözleriyle başladı.
İstanbul’da gezerken ‘Teröre boyun eğmeyeceğiz’pankartları ve ‘normalleşme süreci’ söylemi bombardımanı altında kaldığını belirten gazeteci, bunu, Sovyetler Birliği döneminin söylemlerine ve Stalin’in yapmış olduğu ‘temizliğe’ benzetti.
Türkiye’deki darbe girişimi sırasında hayatını kaybeden insan sayısının, Halep’te normal bir günde ölenlerden daha fazla olduğunu hatırlatan Fisk şöyle devam etti: “Bir ekonomi dergisi ABD’li iş adamlarının Türkiye’deki yatırımlarını tutacaklarını çünkü Türkiye’deki‘çirkin darbe girişiminin cesaretlerini kırmadığını’yazıyor. Amerikalıların, olaydan tam olarak böyle söz ettikleri hakkında şüphelerim var. Sonra Habertürk gazetesini açıyorum. Gazete ekonomik ilerlemeyle ilgili haberlerle dolu. Bu bir ilüzyon. Beşinci sayfadaysa bitik haldeki 14 adamın fotoğrafı var. Bir tanıdığım bana bu adamların general olduklarını ve dövüldüklerini söylüyor. Yani ağızlarımızı kapamalı, yaşananları unutmalı ve -tabii ki Erdoğan yönetiminde- geleceğe mi bakmalıyız? Yoksa gazetedeki gözü yaşlı generallere bakıp Erdoğan’ın idam cezasını geri getirmeyle ilgili sözlerini hatırlayıp biraz titremeli miyiz? Türk bir arkadaşımın dediği gibi ‘Her şey olabilir, her şey mümkün.’“
Yazısına, iki Türk arkadaşıyla yaptığı görüşmeyle devam eden Fisk, Türkiye’de artık bu tarz görüşmelerde Erdoğan’a övgüler dizmiyorlarsa, isimlerin gizlenmesinin bir kural haline geldiğini yazdı ve bir dostunun şu sözlerine de yer verdi: “İki yıl öncesine kadar Gülencilerle Erdoğan müttefikti. Herkes kimlerin Gülen, kimlerin AKP tarafından atandığını biliyor. Her yerde muhbirler var.”