3 Mart 1924’te Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanunu ile kapatılan medreselere ilişkin tartışma yeniden başladı ve vakıf/dernek görünümlü tarikat ve cemaatler, ‘medrese’ adını verdikleri yerlerin mezunlarına diploma verilmesi talebini Saray’a taşıdı.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yerel seçim öncesinde Saray’da Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden gelen aşiret liderleri toplantı gerçekleştirmişti. Toplantıda dile getirilen taleplerden birinin de ‘medrese’ olarak faaliyet gösteren tarikat okullarından mezun olanlara diploma verilmesi olduğu öğrenildi.
Cumhuriyet’ten Ozan Çepni’nin haberine göre Erdoğan’ın toplantıda sadece talepleri not almakla yetindiği belirtilirken, köklü değişiklikler gerektirdiği için Saray’ın, ısrarlı taleplerin ardından topu MEB’e, bakanlığın da Saray’a attığı öğrenildi.
Bakanlıktaki bazı bürokratların ise bu konuda atılacak adımın ve hali hazırda eğitime devam eden medreselere göz yumulmasının tehlikelerine işaret ederek, bu yapıların kapatılması gerektiğini savunduğu ve taleplere ilişkin süreci yavaşlattığı aktarıldı.
İLAHİYATÇILAR ‘RİSKLİ’ DEDİ, ESKİ MEB MÜSTEŞARI YASALLIK İSTEDİ
Habere göre Türkiye’nin dört bir yanından gelen ilahiyat fakültesi öğretim üyeleri, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’nde din eğitimine ilişkin düzenlenen çalıştayda, medrese öğrencilerine üniversite mezunu gibi diploma verilmesi eleştirdi. Toplantı raporunda, “Bu talep ve söylemlerin, uzun bir din öğretimi tecrübesine sahip olan ülkemizin din eğitimi ve öğretimi için önemli riskler barındırdığı değerlendirilmektedir” denildi.
Cemaat ve tarikatlara yasal statü verilmesini savunan eski MEB Müsteşarı ve Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Yusuf Tekin ise Diyanet’te katıldığı 15 Temmuz sempozyumunda “cemaat ve tarikatlerin iktidar hedeflerinin olmaması” adına yasal hale getirilmelerini savundu. Tekin, “Bunların hepsini biz sivil toplum örgütü olarak kabul ediyoruz. STK ne iş yapar? Lobicilik yaparlar, hükümeti ele geçirmeye, hükümeti yönlendirmeye çalışırlar. Hal böyleyken devlet, cemaat ya da tarikat yapılarının ‘siz sivil toplum örgütüsünüz. Öyle kabul ediyoruz’ diyip diğer taraftan da ‘niye hükümete, iktidara yönelik şeyler besliyorsunuz’ diyemezsiniz. Yapılması gereken basittir. Bu yapıların bu coğrafyanın yapısına uygun bir şekilde legalleştirilmemiz, şeffaflaştırmamız ve kamu oteritesi tarafından denetletebilmemiz gerekiyor” dedi.