15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki yoğun gündemin arasında önemli bir başlık dikkat çekiyor.
Geçtiğimiz günlerde ABD merkezli düşünce kuruluşu Stimson Center, ‘’İncirlik’teki 50 nükleer silahın güvende olmadığı’’ şeklinde bir rapor yayınladı.
Stimson Center’ın hazırladığı 15 Temmuz darbe girişimi sonrası meydana gelen kaos ortamında İncirlik’teki 50 nükleer silahın ‘’terörist grupların’’ veya ‘’düşman unsurların’’ eline geçebileceğinden söz ediliyordu.
Bunun yanı sıra raporu kaleme alanlar arasındaki Laicie Heeley, AFP’ye “Güvenlik açısından baktığınızda, bu zar atmak gibi bir şey” diyor ve ‘’koruyucuların riski ortadan kaldıramadığını’’ öne sürüyordu.
İNCİRLİK’TEKİ HİDROJEN BOMBALARI
Bunun hemen ardından ABD’den, ‘’İncirlik’te nükleer silahlar var, hepsi güvende’’ şeklinde bir açıklama, daha doğrusu itiraf geldi.
İncirlik’te nükleer silahların bulunduğu bizzat ABD tarafından teyit edilirken ABD hükümeti tarafından finanse edilen haber portalı Voice of America’ya konuşan Kongre’ye bağlı Araştırma Servisi’nde görevli nükleer politika uzmanı Amy Woolf, ‘’İncirlik Üssü’nde 50 tane B61 modeli termonükleer silah bulunduğunu’’ söyleyerek, “Toplamda Avrupa’nın çeşitli kentlerinde saklı 200 kadar B61 var. Bu silahlar yalnızca caydırıcı etkiye sahip değil, aynı zamanda NATO üyelerini de birbirine kenetleyen bir öneme sahip’’ şeklinde bir açıklamada bulunmuştu.
Burada bahsi geçen B61’ler hidrojen bombaları. İddiaya göre İncirlik’teki 50 B61, NATO’nun nükleer silah kapasitesinin yüzde 25’inden fazla.
ABD ‘ENDİŞELİ’
Bunun yanı sıra Middlebury Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü’nden uzman Jeffrey Lewis’ten, “Türkiye’nin daha sonra bu bombalara el koymak gibi bir niyetinin olmayacağının garantisi yok. Siyasi istikrarın olmadığı bir ülkede nükleer silah saklamak iyi bir fikir değil.” şeklinde bir açıklama geldi.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi’nde 1993-2001 yılları arasında savunma politikaları ve silahlanma kontrolleri bölümü yöneticisi olarak görev yapan Steve Andreasen, LA Times’taki makalesinde, “Şimdiye kadar felaketten kurtulmuş olsak da, Türkiye’deki Amerikan nükleer silahlarının güvenlik durumunun bir gecede tamamen değişebileceği yönünde açık işaretlere sahibiz” ifadesini kullanmıştı.
Hoover Enstitüsü’ndeki savunma politikaları uzmanı Kori Schake, “Türkiye, ABD tarafından korunduğunu bilen ülkelerden biri. Eğer bu garanti ortadan kalkarsa, Türkiye’nin kendi nükleer silahını geliştirme riskiyle karşı karşıya kalınabilir. Hatta bu durum Türkiye’yi İran ve Rusya ile ittifak kurmaya itebilir.” demişti.
ABD NÜKLEERLERİ TAŞIDI İDDİASI
ABD’nin Türkiye’de bulundurduğu nükleer silahları Romanya’ya taşımakta olduğu da geçen hafta öne sürüldü. İddiaya göre naklin sebebi Türkiye ve ABD arasındaki ilişkilerin gerilmesi.
EurActiv.com‘a konuşan iki bağımsız kaynak nakli doğrularken, nükleer silahların taşınmasında siyasi ve teknik zorluklar olduğu aktarılıyor.
Ancak Romanyalı yetkililer bu iddiayı reddetti, daha sonra ABD Hava Kuvvetleri Sekreteri Deborah Lee James de, ilk kez Türkiye’de taktik nükleer silahlarının olduğunu kabul ederek, “[Türkiye’de] nükleer silahlarımız var ve bu silahlar güvende, buna eminiz” dedi.
BOMBALANAN AKINCI ÜSSÜ’NDE NÜKLEER SİLAH OLABİLİR Mİ?
15 Temmuz darbe girişiminin önemli merkezlerinden Akıncı Üssü’nün, eski adıyla Mürted Hava Üssü, daha önce ABD’nin nükleer silahlarına evsahipliği yaptığı biliniyor.
“Mürted Hava Üssü”- 1950 yılında ABD’ye tahsis edilmişti. ABD yönetimi, 1986 yılında Mürted Hava Üssü dahil, Avrupa ve Uzak Doğu’da 20 hava üssünde nükleer mühimmatlı uçakların kalkışa hazır beklediğini açıklamıştı.
ABD 1995 yılında Avrupa Hava Kuvvetleri Komutanlığı bazı askeri üslerin kapanacağını açıkladı ve Akıncı Hava Üssü’ndeki 7393. MUNSS ve Balıkesir’deki 7391. MUNSS üs kapatıldı.
Bu üsler daha sonra Türk Hava Kuvvetleri’ne devredildi. Akıncı Üssü’nde depolanan 20 adet nükleer bomba, İncirlik’teki Amerikan üssüne taşınmıştı.
Ancak üste hâlâ 24 B61 (nükleer) bomba depolanma kapasitesi bulunuyor ve gerektiğinde Türk F-16 uçakları tarafından hedeflere ulaştırılacak şekilde planlanmış durumda.
Bu durumda, ABD’ye ait nükleer silahların Akıncı Üssü’nde hâlâ bulunup bulunmadığı sorusu gündeme geliyor.
Üsteki pist, darbe girişiminin ertesi günü, uçakların darbeye katılımını engellemek için vurulmuştu.
TÜRKİYE’NİN NÜKLEER TARİHİ: SAVAŞ RİSKİNİ ARTIRIYOR
NATO’nun nükleer paylaşım programı çerçevesinde, ABD, Soğuk Savaş döneminde, Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa’daki bir takım ittifak üyesi ülkeye (Hollanda, Belçika, Almanya, İtalya) nükleer silahlar yerleştirdiği biliniyor. Son gelen itiraflara göre İncirlik Üssü’nde de 50 adet B61 tipi taktik nükleer bombanın bulunduğunu öğrenmiş olduk.
Bu nükleer silahların 1960’ların başında Türkiye’ye gönderildiği biliniyor.
‘’Jüpiter füzeleri’’ olarak adlandırılan bir diğer nükleer silah çeşidinin de 1961’de ABD tarafından İncirlik Üssü’ne yerleştirildiği ve 1963 Nisan ayında, ABD ve SSCB arasında yaşanan Küba Füze Krizi sonrasında bu silahların İncirlik Üssü’den geri çekildiği biliniyor.
Jüpiter füzelerin bahsi ilk ortaya atıldığında Türkiye’nin bile haberi yoktu. Yine bilindiği üzere 1963 Küba Füze Krizi SSCB’nin Küba’dan, ABD’nin de Türkiye’den nükleer silahlarını belirli periyotlarla parça parça sökmesiyle sona erdi.
Bazı iddialara göre, ABD, Küba krizi sırasında Türk yetkililerin kendilerinden izinsiz olarak B61’lerden bazılarını Sovyetler’e ateşlemesinden korktuğundan, bombaların kullanım kodunu değiştirdi. Yine 1974’te iki NATO ülkesi, Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerginlik artınca, ABD Yunanistan’daki nükleer füzelerini gizlice çekti; Türkiye’dekileri ise kullanılamaz hale getirdi.
Bugün hala ABD’nin Soğuk Savaş döneminde Avrupa’ya yerleştirdiği nükleer silah sayısının 150-200 civarı olduğu iddia ediliyor. 50 B61 ABD’nin Türkiye’ye pay ettiği sayı…
Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na göre, Türkiye, Hollanda, Belçika, Almanya ve İtalya’nın nükleer silah edinme hakkı bulunmazken ABD’nin nükleer silah bulundurmaya yasal olarak hakkı var mı yok mu belirsiz.
Kaynak:SOL Gazete