KAMU OYUNDA MİT TIRLARI OLARAK BİLİNEN TIRLARLA İLGİLİ DÖNEMİN ADANA VALİS HÜSEYİN AVNİ COŞ’UN HSYK’YA GÖNDERDİĞİ DİLEKÇE GÜNDEMİ SARSTI.
Adana eski Valisi Hüseyin Avni Coş’un, 1 Ocak ve 19 Ocak 2014 tarihlerinde MİT’e ait silahlı yüklü TIR’larının durdurulması nedeniyle meslekten ihraç edilen, ardından da casusluk suçlamasıyla tutuklanan dönemin Adana savcıları Süleyman Bağrıyanık, Aziz Takçı, Özcan Şişman ve Ahmet Karaca’ya ilişkin HSYK Müfettişlerine yolladığı yazıda, TIR’larda silah bulunduğunu dolaylı olarak kabul ettiği açığa çıktı.
Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre Vali Coş yazıda, “Bu tür tehlikeli araçların Adana’ya gelmeden muhtemel can ve mal kayıplarını ortadan kaldırmak için meskun mahal dışında kontrol yapılması gerekirken, Adana’ya girmesine engel olunması zorunluluğu varken bu tedbirlerin hiçbiri alınmamıştır” dedi.
EL KAİDE VE IŞİD SALDIRI DÜZENLEYECEK İSTİHBARATI
Vali Coş’un yazısında, daha önce El Kaide ve IŞİD terör örgütleri adına metropollerde bombalı eylem yapılacağı yönünde çok sayıda istihbarat aldıklarını, ancak buna rağmen Adana İl Jandarma Komutanlığı’nın kendisine gelen “patlayıcı yüklü TIR” ihbarını il valisi ve emniyet müdürü ile paylaşmadan savcılarla paylaştığını söylendi. Coş, şöyle devam etti:
“Jandarma Görev Yönetmeliği’nin 144. maddesinde bu tür konuların jandarma tarafından vakit geçirmeksizin mülki amire bilgi verilmesi emredilmişken, il jandarma komutanı bu olayı il valisine zamanında bildirmemiştir. Eğer ihbardaki gibi ‘patlayıcı yüklü’ ve muhtemel eylem amacıyla Adana’ya intikal eden araçlar var ise bu tür tehlikeli araçların Adana’ya gelmeden muhtemel can ve mal kayıplarını ortadan kaldırmak için meskun mahal dışında emniyetli bir yerde ilk yardım, sağlık, itfaiye ve polis birimlerinin de desteği sağlanarak ihtiyatlı ve dikkatli bir kontrol yapılması amacıyla çalışma yapılması ve behemehal Adana’ya girmesine engel olunması zarureti varken bu tedbirlerin hiçbiri alınmadı. Araçların Pozantı’dan Adana il hududuna girişinin izlenilmesi ile yetinildi. TIR’ların Pozantı’dan sonra Mersin-Tarsus il hududuna girmesine, yüklerini boşaltmak ya da eylem yapmak amacıyla Mersin veya Tarsus yerleşim merkezlerine girmesi de ihtimal dahilinde olmasına rağmen Mersin güvenlik makamlarına hiçbir bilgi verilmedi.”
Savcının ve jandarmanın TIR’ların Ceyhan istikametine gideceğini biliyormuş gibi Ceyhan Sirkeli otoban gişelerinde tertibat aldığını savunan Coş şöyle devam etti:
“Saat 12:01 itibariyle 3 TIR aracı ile buna eşlik eden MİT mensuplarına ait bir otomobil durduruldu. MİT görevlileri, ısrarla kimlik göstermek istedi ve telefonla amirlerine bilgi vermek istedi. Buna rağmen imkan verilmeden araçlarından zorla indirilip tartaklanarak, kelepçe takılmak suretiyle seyyar karakol aracının nezarethanesine kapatıldılar. Saat 13:00’den sonra 3 TIR jandarma kışlasına götürülmek üzere otobandan İncirlik mevziine geldiğinde TIR’lardan 2 tanesi orada bırakılıp bir tanesi şehir merkezinde Öğretmenler Bulvarı’na getirilerek tam kavşakta durdurulmuş ve meskun mahalde teşhir edercesine 2. defa arama yapılmaya başlanmış, gazetecilerin görüntü almalarına imkan sağlanmıştır. Yerleşim yerinde tehlike arz edecek ve vatandaşta panik yaratacak şekilde, haber yapılmasına zemin hazırlanarak, ayrıca yakalanan TIR’ların sayısını fazla göstermek amacıyla farklı yerlerde görüntü alınarak ikinci bir arama yapılmıştır.”
‘SAVCI DEVLET SIRRINI İFŞA ETTİ’
Jandarma Komutanı’nın kendisine dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na refakat ederken, saat 12:40’ta bilgi verdiğini söyleyen Coş, kendisinin konuyu İçişleri Bakanlığı ve MİT’e bildirdiğini söyledi. “Sayın bakanımızın emir ve talimatları doğrultusunda olaya müdahale edildi” diye devam Coş, savcılık ve İl Jandarma Komutanlığı’ndan, “MİT görevlilerinin yasal görevlerini yaptıklarını, Başbakanın izni olmadan görevliler hakkında adli işlem yapılmasının mümkün olmayacağını, görevlerinin engellenmemesi, derhal serbest bırakılarak araçlarının seyrine izin verilmesi”nin yazılı olarak istediğini anlattı.
Coş, şunları kaydetti: “Savcı Aziz Takçı’nın bilerek ve isteyerek görevi dışında, MİT’e ait olduğunu bildiği TIR’larda arama yapmak ve ilgili TIR’ları alıkoymak suretiyle devletin gizli sırlarını ifşa etme kastını ortaya koyduğu kanaatindeyim. Kamu düzeni ve güvenliğini ciddi biçimde sarsacak yaklaşım, yöntem ve uygulamalara yer verdiği, görevin işbirliği içinde yapılması, muhtemel risklerin elimine konusunda hiç özenli davranılmadığı müşahede edilmiştir.”