‘Sarraf davası’nın duruşma günü yaklaştıkça Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın söylemindeki farklılık dikkat çekiyor.
Türkiye’de üstü kapatılan 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmasının kilit ismi Rıza Sarraf, Mart 2016’da ABD’de ‘karapara aklama’ ve ‘dolandırıcılık’ suçlarından tutuklandı.
Sarraf dahil dokuz sanık 75 yıl hapis cezasıyla karşı karşıya.
Erdoğan, Sarraf’ın tutuklanmasının hemen ardından, 29 Mart 2016’da,yaklaşımını şöyle açıkladı: “Bu konu aslında ülkemizi ilgilendiren bir konu olmadığı gibi bir para aklama konusu mudur değil midir bilmeden değerlendirme yapamam.”
Aylar sonra eski Halkbank genel müdür yardımcısı Mehmet Hakan Atilla da tutuklandı. Daha sonra eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan davada sanık yapılıp tutuklama kararı çıkarıldı.
Erdoğan, Çağlayan’ın sanık yapılmasını ‘Türkiye’ye karşı bir adım’ olarak niteledi.
Sarraf tutuklandıktan yaklaşık bir buçuk sene sonra 4 Aralık’ta esastan yargılanmaya başlayacak. Dava günü yaklaşktıkça Sarraf’ın ‘itirafçı’ olduguna dair bir algı oluştu. Dahası Amerikan NBC kanalı Sarraf’ın savcılarla işbirliğe gittiği yönünde soruşturma kaynaklarına dayandırarak haber yayınladı. Halihazırda, Sarraf resmi kayıtlarda hapishanede görünmüyor.
Sarraf kanadından itirafçılığı yalanlayacak bir açıklama da henüz gelmedi.
Hal böyleyken, Erdoğan’ın Sarraf konusundaki en radikal söylemleri de duruşma öncesi, itirafçılık iddiası sonrası geldi.
Cumhurbaşkanı, NBC’nin haberi öncesinde “Vatandaşımızı itirafçı yapmanın gayreti içindeler, bu işler bittiği zaman dünyayı ayağa kaldırmasını biliriz” dedi.
Erdoğan, son olarak bugünkü grup toplantısında ‘Sarraf davası’için 17-25 Aralık benzetmesi yaptı; “17-25 Aralık’ta hukuk kisvesi altında ülkemize tarihin en büyük tuzaklarından biri kuruldu. Bizim dik duruşumuz ve milletimizin feraseti sayesinde bu tuzak başarısız olunca aynı tezgahı götürdüler ABD’de kurdular. Birileri hala FETÖ’nün ağzıyla bizi itham etmeyi sürdürüyorsa sebebi aynı tuzakta verilen rolü oynamaktır.”
Haber:Diken