Yeni Çağ Gazetesi Yazarı Aslan Bulut bu günkü köşesinde NATO ile yaşanan tatbikat krizini değerlendirirken,olaya çok farklı bir noktadan yaklaştı,Aslan Bulut’un yazısı ve tespitleri şöyle;
Yenişafak gazetesinin haberine göre Norveç’te Atatürk ve Erdoğan‘ı “düşman hedef” olarak işaretleyen NATO tatbikatının arkasından 2018’de Türkiye’ye yapılması öngörülen operasyon planı çıktı.
Habere göre Norveç ordusunda görevli bir teknisyen, Skolken ülkesinin “diktatör lideri” diye resmedilen düşman tablosuna Atatürk‘ün fotoğrafını koydu. Senaryoda ayrıca, Skolken ülkesinin liderinin sosyal medya hesabındaki paylaşımları üzerinden başlayan savaş senaryosu da tatbik edildi.
“Türk asıllı Norveçli bir sözleşmeli subay tarafından açılan sahte hesap”, tatbikat senaryosunun parçasıydı. “RTerdogan” adına sahte hesap açarak buradan Erdoğan‘ı “düşman unsur” olarak tanımlayan Norveç subayı, NATO’yu zarara uğratan anlaşmalar yaptığını iddia ettiği Erdoğan‘ı “NATO düşmanı” olarak gösterdi.
Senaryoda, Skolken ülkesinin S-400 edinme yönünde önemli aşamalar kat etmesi ve NATO’nun bu ülkeye savaş açması da var.
***
Bilindiği gibi Türkiye, olayı Tayyip Erdoğan’ın sert tepkisinden ve tatbikattan çekilme kararından öğrendi.
Peki bu olayın Türkiye’de meydana getirdiği algı nedir?
Bir okurumuz, “Her halükârda Tayyip Erdoğan kahraman olacak. Reza Sarraf soruşturmasını daha şimdiden lehine çevirdi bile. 2019 seçimini kazanırsa yine ve yeniden NATO’ya, Amerika’ya, İsrail’e ve AB’ye 180 derece dönüş yapılır. FETÖ’cüler bir bir hapisten çıkmaya başlar. Ergenekon ve Balyoz davalarının dosyaları da kapatılır. Atatürk ve İnönü, yine ve yeniden ‘iki ayyaş’ olur. Demedi demeyin…” diyor.
Başka bir okurumuz ise one minute vakasının bir senaryonun uygulanması olduğuna dair tespitimi hatırlatarak “Sayın Bulut, NATO tatbikatındaki son skandal da bir senaryo olmasın. One minute veya 27 nisan e-muhtırası senaryosu gibi…” diye görüş bildirdi.
İşin doğrusu, “RTerdogan” adına sahte hesap açarak buradan Erdoğan‘ı “düşman unsur” olarak tanımlayan Norveçli’nin “Türk asıllı bir astsubay” olması, mide bulandırıyor. Bu Türk asıllı astsubayı kimin veya hangi istihbarat servisinin yönlendirdiği ortaya çıkarılmadan gerçekte neler olup bittiğini anlamak mümkün değil.
***
Sonuç itibarıyla, bu olayla birlikte, Türk halkının beynine “Atatürk ve Erdoğan aynı tarafta, NATO’nun hedefinde” algısı yerleştiriliyor.
NATO, Türkiye ve Atatürk‘ü düşman olarak görüyor ve Tayyip Erdoğan‘ı yıkmak istiyorsa, neden onu, Türkiye’nin kurucusu ile aynı safta gösterecek bir akılsızlık yapsın? Böyle bir operasyonun, muhalefetin bile Tayyip Erdoğan‘a sahip çıkması sonucunu getireceğini, NATO’nun psikolojik savaş uzmanları bilmez mi?
Nitekim Erdoğan, “Bugüne kadar bize yapılan saldırıları gizleyemedikleri bir sevinçle karşılayanların, işin içine Atatürk de dahil edilince meselenin gerçek yüzünü anlamış olduklarını ümit ediyorum. Bu çerçevede yapılan açıklamaları da olumlu buluyorum.” dedi.
NATO’daki Türkiye düşmanları, iktidarıyla muhalefetiyle Türkiye’yi birleştiren bir operasyonu niçin yapsın?
Bu sebeplerle, o Türk asıllı astsubayın kimliği ve ilişkilerini araştırmak gerekir.
***
Konuyla ilgili Volkan Kantarcı‘nın mesajı da şöyle:
“NATO’da yaşanan aşağılık olayı şiddetle kınıyorum. Ama son dönem ülkemizde yaşananları ve ABD destekli tüm projeleri gözden geçirelim… İYİ Parti sonrası AKP oylarının düştüğü tespit edildi ve 10 Kasım dolayısıyla Atatürk çıkışı denendi. NATO’da hedef tahtasına Atatürk ile Erdoğan’ın konulması, zamanlama olarak da AKP’yi iç kamuoyunda güçlendirmeye yarar. Belki çok uçuk bir düşünce ama işin içinde ABD olunca hedefe ulaşmak için her yolu denediklerini unutmamak zorundayız. En son referandum öncesi Hollanda’daki tiyatro kime yaradı?”