Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) Eğitime Bakış 2016 Raporu Türkiye’nin eğitimdeki içler acısı halini bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye’ye 6 sayfanın ayrıldığı rapora göre Türkiye 35 OECD ülkesi içinde eğitimdeki kamu harcamalarında sonunculukta yarıştı. Çarpıcı tespitlerin yer aldığı raporda Türkiye’de imam hatip liselerinin de etkisiyle her üç gençten biri (yüzde 34) meslek lisesi mezunu. Raporda, eğitimde kamu harcamalarının yetersizliğine dikkat çekilerek kaliteli eğitim için ‘sürdürülebilir fon’ gerekliliği ifade edildi.
Raporda yer alan çarpıcı bulgulardan bir tanesi de 2015 verilerine ait 15-29 yaş arası kadınların yüzde 43’ünün ne okulda ne iş hayatında olmaması. İşte raporda yer alan bulgulardan bir kısmı:
Türkiye ilk okuldan yüksek öğrenime kadar olan tüm seviyelerde öğrenci başına yaptığı harcamalarda diğer OECD üyesi ülkeler arasında en düşük harcama oranına sahip ülkeler arasında.
Mesleki lise programlarından mezun olma oranı 2005 ile 2014 yılları arasında ciddi bir şekilde artış gösterdi ve genel lise programlarından mezuniyet artışı da aynı şekilde yüksek bir oranda gerçekleşti. (Yüzde 34). Bu artış 2005 (yüzde 17) ve 2010 (yüzde 22) verilerine göre oldukça yüksektir. (Yüksek artış imam hatiplerin meslek lisesi kategorisinde kabul edilmesinden kaynaklanıyor.)
Türkiye’de meslek liselerinden mezuniyet yaşı ortalaması (18), OECD ülkeleri ortalamasına (23) göre daha düşük.
Türkiye’de kadınlar erkeklere oranla daha az istihdam edilmekte ve daha az kazanç sağlamaktadır. Yüksek öğrenim mezunu kadınların istihdam oranı yüzde 58 iken, aynı tahsil seviyesindeki erkeklerin istihdam oranı yüzde 76’dır. Ve cinsiyetler arasındaki bu yüzde 18’lik istihdam oranı farkı, OECD’deki ortalama oran farkının yaklaşık iki katıdır. Ayrıca, Türkiye’de yüksek öğrenim görmüş bir kadın, aynı tahsil seviyesindeki yetişkin bir erkeğin kazandığı gelirin yüzde 84’ünü kazanmaktadır.
Genç kadınlar ne okulda ne işte!
Halihazırda bir ‘iş, öğrenim ya da eğitim programına dahil olmayan’ 15-29 yaş arası kadınların Türkiye’deki oranı (yüzde 43) ortalama OECD oranından (yüzde 17) çok ciddi oranda fazladır.
Öğrenci başına harcamada sondan ikinci
“Yüksek kaliteli eğitim için sürdürülebilir fon gerekiyor” denilen raporda kamu harcamalarıyla ilgili şu bulgu yer alıyor: Türkiye, 2008 ile 2013 yılları arasında ilk, orta ve lise öğrenim için ayırdığı kamu giderini yüzde 63 oranında arttırdı. Aynı yıllar arasında, bu seviyelerdeki devlet okullarına kayıt olan öğrenci sayısı da yüzde 7 oranında arttı ve dolayısıyla öğrenci başına ayrılan gider de yüzde 52 oranında artış gösterdi. Ancak bu artışlara rağmen, Türkiye’nin ilk, orta ve lise seviyelerinde öğrenci başına yaptığı yıllık harcama (3327 ABD doları) OECD ülkeleri arasında sondan ikinci sırada yer aldı.
Üniversite payı ortalamanın altında
2013 yılında, yüksek öğrenim kurumlarında öğrenci başına ayrılan toplam bütçe (10 bin 637 ABD doları) ilk, orta ve lise öğrenim için harcanan giderin üç katı kadardı. Türkiye, 2008 ile 2013 yılları arasında, yüksek öğrenim kurumlarına ayırdığı yıllık kamu bütçesini iki katından fazla oranda arttırdı. Devlete bağlı yüksek öğrenim kurumlarına kaydolan öğrenci sayısı bu yıllar içerisinde yüzde 56 oranında artış gösterirken, yine bu seviyedeki kurumlarda öğrenci başına ayrılan yıllık gider de yüzde 32 oranında yükseldi. Ancak, yine tüm bu artışlara rağmen, Türkiye’de yüksek öğrenim kurumlarında tahsil gören öğrencilere ayrılan yıllık ortalama gider OECD ortalamalarının altında kaldı.
İnşaat ve imalat programları gözde!
Mesleki lise programları arasında, mühendislik, imalat ve inşaat sektörlerine yönelik programlardan mezun olanların oranı en yüksek payı kapsamaktadır (yüzde 37) ve diğer OECD ülkelerindeki ortalama paydan (yüzde 33) daha fazladır.